Cennetü'l-Bakî' Kabristanı

24 Ocak 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Şikarizade Ahmed Efendi
"Cennetü'l-Bakî' جنة البقيع", Medîne-i Münevvere'deki ilk müslüman mezarlığıdır. Mescid-i Nebî'nin bitişiğindeki bir arazinin bizzat Hazret-i Peygamber tarafından kabristan olarak tayîn edilmesiyle meydana gelmişdir. Bu kabristana ilk defn olunanlar, muhâcirlerden Osman bin Maz'ûn, ensârdan da Es'ad bin Zürâre radıyallahu anhümâ Hazretleridir. 

Peygamber Efendimizin âilesinden ve akrabalarından pek çok kimse de bu mezarlığa defn edilmişdir. Meselâ oğlu İbrâhim, kızları Rukıyye ve Zeyneb, torunu İmâm-ı Hasen Bakî'de medfûndur. Bir rivâyete göre Hazret-i Fâtıma vâlidemiz de oradadır. Efendimizin amcası Abbas, halası Safiyye de yine Cennetü'l-Bakî'de yatmakdadır. Buraya defn olunanlar arasında Efendimizin ikinci annem dediği Hazret-i Ali'nin annesi Fâtıma binti Esed, Efendimizin süt annesi Halime ve ezvâc-ı tâhirâtdan Hazret-i Âişe, Hazret-i Hafsa, Ümmü Seleme, Hazret-i Zeyneb binti Huzeyme, Hazret-i Zeyneb binti Cahş, Hazret-i Safiyye, Hazret-i Reyhâne ve Hazret-i Mâriye de bulunmakdadır. 

Bu kabristanda pek çok sahabî yanında, Ehl-i Beyt'in ileri gelenleri, Peygamberimizin torunları ve tâbiîn neslinden de pek çok zevât vardır. Sahabeler arasında en meşhûrları, Hazret-i Osman, Abdurrahman ibn Avf, Sad ibn Ebû Vakkas, Abdullah ibn Mesûd, Ebû Hureyre radıyallahu anhüm hazerâtı sayılabilir.

Cennetü'l-Bakî'deki mezarlar, ilk zamanlar, basit mezarlar şeklinde iken, sonradan bazıları üstüne türbeler yapılmışdır. İlk yapılanlardan biri, Hazret-i Hasan ile Hazret-i Abbas Efendilerimizin üstüne yapılan türbedir. Kubbe-i Ehl-i Beyt adı verilen bu türbeye türbedar da tayin edilmişdir. Sonra Hazret-i Osman'ın kabri üzerine de kubbeli bir türbe yapılmışdır. Yine Hazret-i Âişe validemiz için de bir türbe yapılmışdır. Daha başka kubbeli türbeler de yapılmışdır. 

Suûd bin Abdülaziz, 1806 senesinde Medîne-i Münevvere'yi istilâ edince, Cennetü'l-Bakî'deki türbeler yıkdırmış, hattâ mezar taşlarını bile kırdırmışdır. Sultan Abdülhamid, bunları yeniden yapdırdıysa da, 1926 senesinde Abdülazîz bin Suûd türbeleri ve mezarları yeniden yıkdırmışdır. Bugün Bakî' Kabristanında hiçbir türbe yâhud mezar taşı yokdur.

18. asrın sonlarında Medîne-i Münevvere'de bulunan Şikârîzâde Ahmed Efendi Cennetü'l-Bâkî'nin o zamanki vaziyetini şöyle anlatıyor :
Ve dahi ma'lûm ola ki, Bakî'-i Şerîf, hâric-i sûrda bir mahall-i mübârekde kal'a-i Medîne'nin Bâb-ı Cuma tarafındadır. Cümle mevtâyı o kapıdan ihrâç ederler. Bâb-ı Cuma, ağalar tarafında Hâre tabîr etdikleri yerdedir. Bakî' dedikleri hâric-i sûrda etrâfı duvar ile mesdûd bir mezaristândır. İçinde başka başka kubbe ve türbeler vardır. Ve kapıları vardır. Kezâlik asl-ı Bakî' dahi dört beş yerde kapısı vardır. Ve derûn-ı Bakî'de fıskıye tabir ederler lahidler vardır. Kapıları vardır. Ekser onun içine vaz' ederler. Hisâba gelmez. 'Alâ rivâyetin yalnız yetmiş beş bin ashâb-ı kirâm var derler. Şühedâ hiç hesâb kabûl etmez. O andan şu vakte dek göçen ehl-i belde ve huccâcı kıyâs et. Müstakil mezarları katı çok. Ammâ bir garîb esrâr, bu gün bir mevtâyı defn etseler ertesi gün üzerine bir gayrısını defn ederler. Ol defn olandan eser yokdur. Hâk-i şerîfi mümellehadır. Ve hem tâbut yokdur. Erkek ve dişi kefeni ile defn olunur. Lahid yapıp, ağzını kerpiçle sedd edip üzerine toprak korlar. Onda ta'affün olmaz. Hem eserde öyle vârid olmuş ki, yarın mahşer günü bilâ-hisâb velâ-'azâb gül sepeti silker gibi Ehl-i Bakî'yi cennete silkseler gerek. Öyle bir mahall-i mübârekde defn olmak değme bir kimseye mukadder olamz. Eger olursa bundan büyük sa'âdet olmaz. 
Gelelim Bakî'de olan kubbelerin içinde olan zât-ı şerîflere. Evvelâ Hazret-i Osmân âhir-i Bakî'de müstakil bir kubbedir ki, onun karşısında Murdiatu'n-Nebî Halîme bir kubbededir. Ve vasat-ı Bakî'de Ammu'n-Nebî Hazret-i Abbas ve Hazret-i Seyyidünâ Hasen ve Hazret-i İmâm-ı Bâkır ve İmâm-ı Zeynelâbidîn, 'alâ rivâyetin Hazret-i Fâtımatü'z-Zehrâ Hazretleri bu mezkurân hazretler ile ma'an bir kubbedir. Ve Abdullah ibni Mesûd ve Osman ibni Mez'ûn ki Efendimizin süt karındaşıdır, Efendimizin oğlu İbrahim Hazretleri cümlesi bir kubbededir. Hazret-i Âkil ibni Ebî Tâlib bir kubbededir. Benât-ı Resûlullah Rukiyye ve Zeyneb ve Ümmü Gülsüm ve ezvâc-ı tâhirât yedisi bir kubbedir.
İmâm-ı Mâlik bir kubbedir. Nâfi mevlâ-yı Abdullah ibni Ömer bir kubbedir. Bunlar Bakî' derûnundadır. Hâricde kale kapısı ile Bakî' beyninde iki kubbe vardır. Biri Said ibni Muaz, birisi Ebû Saidi'l-Hudrî'dir. Dahi Bâbu'ş-Şâmî tarafında şark cânibinde Medîne'ye bir buçuk saat, Amm-i Resulillah Hazretleri Seyyidüna Hamza müstakil türbedir. Derûn-i kal'ada Bâb-ı Mısrî ile Bâb-ı Sagîr beyninde hisar dibinde Gazâ-yı Uhud'da âlemdar iken şehîd olup serini eline alıp, mahall-i mezkûre gelen Mâlik bin Sinan kubbedir. 

Ehl-i Medîne her Cuma gecesi ba'de salâti'l-'asr cümlesi sagîr ve kebîr, ricâl ve nisâ fevc fevc Bakî' ziyâretine giderler. Merâkidlerin üzerine birer demet yonca yâhud fesleğen yâhud yeşillik korlar. Sünnet diye hiç terk etmezler. Gâyet sünnet-i Resûlullah'a riâyet ederler. Allah cümlemizi sünnet-i şerîfine tâbi' ve şerî'at-ı mutahharası üzere sâbit-i kadem eyleye. Âmîn.
Listeye geri dön