Cerre Çıkma Usûlü

19 Temmuz 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

İlim
Bir önceki yazımızda, Muzaffer Efendi Hazretlerinden naklen bir hikâye anlatmışdık. Hikâye, cerre çıkan mollalar hakkında idi. Belki duymayanlar, bilmeyenler vardır diye düşünerek "cerre çıkmak" tabirini de anlatalım. Bunu da yine Efendi Hazretlerinin Envâru'l Kulûb adlı eserinden iktibâs ederek yazıyoruz. Buyuruyorlar ki :
Eskiden üç aylar girince medreseler tatil edilir ve medreselerde okuyan talebeler, ki onlara "MOLLA" denilirdi, çevre illerdeki kasaba ve köylere dağılırlar, halka dînî öğütler verirler, halkın dînî, dünyevî ve uhrevî konulardaki müşküllerini hallederler, bulundukları yerlerde terâvih namazı kıldırırlar, Kur`ân-ı Kerîm okurlar, hâsılı gittikleri yerin ahâlisini her bakımdan aydınlatırlardı. Nihâyet bayram namazını da kıldırdıkdan sonra köy veya kasaba halkının gönlünden kopan tarhana, bulgur, pekmez, peynir ve sâire gibi yiyecek maddeleriyle paraları toplarlar ve bunları yalnız kendileri için değil, fakîr ve muhtâc medrese arkadaşlarının beslenmeleri ve tahsillerine devâm etmeleri için getirirlerdi. İşte buna "CER" ve bu çıkışa da "CERRE ÇIKMA" denilirdi. 
Bugün kimilerine kötü ve çirkin gibi görünen bu cerre çıkma usûlü, aslında mükemmel bir yardımlaşma şekli olarak cidden fevkalâde bir buluşdu. İyi idâre edilmesi şartiyle, her iki taraf için de, yani veren kadar alan için de, hayırlı ve faydalı olur, fakîr ve muhtâc gençler bu sâyede tahsillerine devâm imkânı bulur, diğer tarafdan da gittikleri bölgelere gerçekden ilim ve aydınlık götürerek te'mîn ettikleri maddî rızka mukâbil, köy ve kasaba halkına ma'nevî rızık dağıtırlardı. Bugün dahî yüksek tahsîl yapan gençlerimiz fakültelerde öğrendiklerini, yaz tatillerinde yurdun en ücrâ bölgelerine götürerek, ormancılık, tarım, hayvancılık, sulama, elektrik, sağlık ve sâir konularda halkı aydınlatsaIar ne kadar hayırlı ve yararlı bir teşebbüs olurdu değil mi?...
Tıpkı bunlar gibi İlâhiyyât Fakültelerinde okuyan gençlerimiz de yaz tatillerinde yurdun çeşitli bölgelerine dağılarak halka Hakîkat-i İslâmiyye'yi ve Hakîkat-i Muhammediyye'yi anlatsalar, onları bâtıllardan ve bid'atlerden kurtarsalar, dînin, Kur`ân'ın ve Resûl-i zîşânın nûrlu yoluna davet etseler fenâ mı olurdu? Özellikle içinde yaşadığımız ağır ve müşkül şartlarda, millî birlik ve berâberliğe, birbirimizi sevip saymağa, birbirimizi tanıyıp tamamlamağa cidden ve hakîkaten muhtâc bulunduğumuz bu devrede ne kadar faydalı ve hayırlı olurdu...
Asırlar boyunca süregelen bu usûl, hem târihimizde hem de kültürümüzde kalıcı izler bırakmışdır. Öyle ki cerre çıkan mollaların hikâyeleri dilden dile dolaşarak halk arasında yayılmış hattâ cerre dâir bazı tabirler ve darb-ı meseller ortaya çıkmışdır...Efendi Hazretlerinin yeri geldikçe lutfettiği bazı ibretlik cer hikâyelerini fırsat buldukça yazacağız inşaallah... 

www.muzafferozak.com
Listeye geri dön