Çocuklarınıza Duyduğunuz Şefkat İle Şeytanın Hîlesini Birbirine Karıştırmayın!

Ey yavrusuna karşı şefkati bol olan anneler! Çocuklarınıza körü körüne şefkat beslemeyiniz! Meselâ "Yavrum zayıfdır, oruç tutmayıversin" ya da "Sabah tatlı tatlı uyuyor, şimdi kaldırırsam uykusu bölünür, namazını kalkınca kılıversin" diyen veya başkasının ağacından sâhibinden izinsiz meyva koparıp yiyen çocuğunu azarlamak yerine "Ne olacak canım, yesin, canı çekmişdir" diyen anneler! Şunu iyi biliniz ki, yavrularınıza karşı duyduğunuz bu şefkat annelik şefkati filan değil, düpedüz şeytanın hîle ve vesvesesidir. Asıl annelik şefkati, yavrusuna dâimâ Allah'ın emirlerini telkîn edip yaptırmakla olur. Seni vesvese ile hak yolundan döndürmeye çalışan İblis'e, Hazret-i Hacer gibi cevap ver, "Allah yolunda ben de, evlâdım da fedâyız" de. İşte o zaman Allah sana sevgili evlâdını bağışlar. Tıpkı Hazret-i İsmail'i ana babasına bağışladığı gibi.

Ey babalar! Siz de hanımlarınızı bu hususda îkâz ediniz. Zîrâ yaradılışları gereği anneler yavrularına karşı erkeklerden daha ziyâde merhametli ve şefkatlidirler. Onların bu merhametleri işin ehemmiyetini anlamalarına, Allah'ın vereceği azâbı görmelerine mâni' olabilir. Onları îkâz etmek kocalarının boynunun borcudur. 

Ey ana ve babalar! Unutmayınız ki çocuklar, kendilerine hak yolunu göstermeyen ana-babalarından kıyâmet gününde da'vâcı olacak ve "Ya Rabbi, işlediğim günâhların cezâsını hak ettim, lâkin bu cezâların iki mislini, anama babama da ver. Çünkü onlar beni doğru yola çekmediler, beni îkâz etmediler" diyeceklerdir. Eğer kıyâmet gününde böyle bir duruma düşmek istemiyorsanız, yavrularınıza nerede şefkatli davranacağınızı, onları nerede azarlayacağınızı iyi bilip, onlara Allah yolunu öğretmelisiniz.