Çok Konuşma Hastalığı

5 Şubat 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Konuşmak
Bugün en sık karşılaştığımız manevî hastalıklardan biri de çok konuşma hastalığıdır. Lafı gereksiz yere uzatmak, yersiz konuşmak, münâsebetsiz laflar etmek, muhâtabı ilgilendirmeyen sözler söylemek gibi türlü türlü şekillerde tezâhür eden bu hastalık, yediden yetmişe her kesimden insanda görülse de, en çok hocalarda, âlimlerde, makâm mevki sâhiplerinde ve makâma mevkiye tâlib olanlarda görülür. Zîrâ bu hastalığın kökünde kibir, ucub, riyâ, hased, kin, buğz, hubb-i câh gibi şeytânî sıfatlar vardır.

Kibirli insan, kendisini hep yüksek gördüğü için, herkesin kendisini dinlenmesini ister, bu yüzden de konuşmasını uzattıkça uzatır. Riyâkâr insan, "ne çok şey biliyor" desinler diye ilgili ilgisiz aklına ne gelirse söyler, malumatfuruşluk yapmayı bir meziyet zanneder. Buğz ve adâvet sâhibleri de düşmanlarını küçük düşürmek, onları rezîl etmek için konuştukça konuşurlar. Hasedçiler de rakiblerini haksız çıkarmak için cedelleşip dururlar. Bir de makâm, mevki, şöhret ve alkış meraklıları vardır ki, bunlar da dikkat çekmek, alkış almak, oy almak, meşhûr olmak için konuştukça konuşurlar. Bazıları da şöhretin kötüsü olmaz diyerek, en aykırı görüşlerle, en olmayacak sözlerle, en uçuk ifâdelerle konuşmaya bayılırlar.

Halbuki sözün güzeli, özlü olanıdır. Mahâret az ve öz konuşmakdadır. Çok konuşmakda bir kerâmet yokdur. Tam aksine çok konuşmak, muhâtaba bıkkınlık verir, dinleyenin kafasını karıştırır, dikkatini dağıtır, sözün tesirini yok eder. Gereğinden çok konuşan kişi, yalnız kendi zamânını israf etmiş olmakla kalmaz, dinleyenlerin zamânını da ziyân etmiş olur ki bu da çok büyük bir vebâldir. Çok konuşanlar, bu vebâl ile de kalmazlar, kendilerini daha da büyük bir tehlikeye atmış olurlar. İmam Ali kerremallahu vecheh Efendimiz bu hususda şöyle buyurmuşlardır : 
Çok konuşan çok hatâ yapar, çok hatâ yapanın hayâsı azalır, hayâsı azalan kişi günâha girmekden çekinmez, günâhdan çekinmeyen kimsenin kalbi ölür, kalbi ölen kimse de cehenneme gider.
Hazret-i İmâm'ın konuşma âdâbı hakkındaki şu sözlerini de birer düstûr olarak kabûl etmek lâzımdır :

Biz seni bilmez miyiz sen bir kuru nakkâlsın
Aldığın yeter alır eksik satar bakkâlsın
'Ârifâne vechini cân nice ta'bîr etmesin
El demek lâzım değil ben bildiğim dellâlsın
Ehl içinde sözünün ne tuzu vardır ne yağı
Kîn kibir buğz u hased yükün çeker hammâlsın
Nefsini fehm eylemezsin İblis'in hem-râzısn
'Âşıka bühtân eder söyler gezer remmâlsın
Listeye geri dön