Cömertlik ve Dereceleri

5 Kasım 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet

Cömertlik yani el açıklığı çok büyük bir fazîletdir. Zîrâ Allah'ın sıfatıdır bu. Cömertlik için zengin olmak şart değildir. Şart olan istiğnâdır yani mala mülke kıymet vermemekdir. Cenâb-ı Hakk'ın cömertliğinde de bu vardır. Hakk Teâlâ ganîdir demek her şeyden müstağnîdir demekdir. Zîrâ hiç bir şeye ihtiyâcı yokdur O'nun. Eğer insan da bu sıfatla sıfatlanırsa, vermesi kolaylaşır, cömertlik onda bir tabîat hâlini alır. Yoksa çok zor olur vermek, adamın ciğeri sökülüyormuş gibi olur, basit bir harcama bile evlad acısı gibi içine oturur adamın. Dünyâyı sevenler, dünyâ malına âşık olanlar kolay kolay veremezler. Verdikleri zaman da gösteriş için verirler, desinler diye verirler. Yâhud başa kakarlar, hep bir karşılık beklerler. Hiç bir şey beklemeyen teşekkür bekler, saygı bekler. Bu şekilde vermek makbûl değildir. Makbûl olan cömertlik, gösterişsiz, karşılık beklemeden yapılan cömertlikdir. Sırf Allah rızâsı için vermekdir.

Bir de adamına göre verenler var. Meselâ âilesine, akrabâsına, yakınlarına karşı cömert ama tanımadıklarına karşı eli sıkı. Kendi hemşehrisi olunca bonkör, başka milletden birisi olunca cimri. Kendi dîninden olursa eli açık, başka dînden birisi olursa pinti. Bu bir nâkıslıkdır. İyilikde, ikrâmda cins gözetilmez, dîne, dile, ırka, renge bakılmaz. Cömert, bütün mahlûkâta karşı cömertdir.  

Cömertliğin derecelerine gelince. Kimisi yalnız isteyene verir, istemeyene vermez. Bu cömertliğin en düşük derecesidir. Bunun da kendi içinde dereceleri vardır. Kimisi başından savmak için bir şeyler verir. Kimisi isteyenin bütün ihtiyâcını karşılar. Bu daha hayırlıdır. Kimisi isteyenin istediğinden daha fazlasını verir. Bu daha fazîletlidir. Kimisi isteyene vermekle kalmaz, istemeyen fukarâyı da arar bulur, onlara da verir. Bunlar kerem sâhibi insanlardır. Bundan da ileri bir mertebe var. O da kendisi muhtâc olduğu hâlde vermekdir. Gerek isteyene, gerek istemeyene. Buna da îsâr derler. Cömertliğin en yüksek derecesi budur.

Zünnûn-ı Mısrî Hazretleri şöyle buyurmuşlardır :

Kerîm, kendisinden istenmeden verendir. Nerede kaldı ki, isteyene vermemek. İsteyeni geri çeviren, kerîm değildir. İstek üzerine veren de kerîm değildir. İsteyeni şefâatçi bulmaya muhtâc eden de kerîm değildir.

Hazret-i Şeyh îsâr ehlinin sıfatlarını da şöyle beyân  buyurmuşlardır :

Sehânın alâmeti üçdür. Birincisi, kendisi muhtâc iken bezl etmek. İkincisi, verdiğini az görüp korkmak. İnsanları sevindirmek için kendi nefsine yük yüklemeyi ganîmet bilmek.

Listeye geri dön