14 Haziran 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
ve
ÎZÂHI
Sehâvet çün ki mergûb oldu yâre
Dilersen gizli kıl yâ âşikâre
Cömertlik Allah'ın en sevdiği sıfatlardandır. Cömertlik gizli de yapılabilir âşikâre de olabilir.
Gerekdir ola ki sende hüsn-i niyyet
Bilip hâlin gözet onda 'azîmet
İşin sırrı niyetde ve ihlasdadır. Herkes kendini bilir. Herkes kendi hâline göre davranmalıdır.
Riyâdan yoğ ise sende töhmet
Gerekdir veresin ihsâna şöhret
Eğer kişinin riyâya düşme tehlikesi yoksa, cömertliği âşikâre de yapabilir.
Ki sana iktidâ ede civârın
Bu ma'nâdan muzâ'af ola ecrin
Âşikâre yapılan yardımlar başkalarını da hayra teşvîk edebilir. O zaman yapılan hayrın ecri daha fazla olur. Zîrâ bir hayra delâlet eden onu yapan gibidir.
Ve ger yoğ ise nefse i'timâdın
Nazar kıl kalbine yokla nihâdın
Eğer riyâya düşme tehlikesi varsa, yardımı gizli yapmak lâzımdır. Herkes kendi kalbine danışarak buna anlayabilir.
Riyâdan bulasın ger onda şemme
Sehâyı eyle ihfâ çekme gumme
Eğer bir kimse yapacağı hayırdan dolayı riyâya düşeceğini hissederse yapacağı iyiliği gizli yapmalıdır.
Ki sağın verdiğin bilmeye solun
Bunu böyle dedi sâhib-usûlün
Sağ elin verdiğini sol el bilmemelidir zîrâ Resûl-i Ekrem Efendimiz böyle tavsiye etmişdir.
Riyâ ile 'atânı verme bâda
Getir bunda olan âyâtı yâda
Riyâ ile yapılan hayırlar boşa gider. Allah bunu Kur`ân'da haber vermişdir.
İşit bu nakli dahi Mustafâ'dan
Ulaş dürre bu bahr-i ıstıfâ'dan
Resûl-i Ekrem'in şu tavsiyesini de tutmalı ki nübüvvet deryâsından inci almalı.
Ki sırr ile edersen ger atâyı
Söyündürür o dem kahr-ı Hudâyı
Resûl-i Ekrem Efendimiz ,"Gizlice yapılan yardımlar, Cenâb-ı Hakk'ın gadabını o anda söndürür" buyurmuşlardır.
Gel imdi sırr ile et ne edersen
Çerâğ-ı şer' ile git ger gidersen
Öyleyse sen de şerî'atın nûru ile yürü ve yaptığın hayırları hep gizli yap.
Hudâ bildiğine eyle kanâ'at
Ki ondan eriser sana inâyet
Allah, her yaptığını görmekde ve bilmekdedir. Bu sana yetsin. Yaptığın hayrı halkın bilmesinin sana bir faydası yok zîrâ sana ecrini verecek olan Allah'dır.
Göze salma 'avâmı ke’l-havâmı
Sülûk ehline bunlardır harâmî
Sakın yaptığın iyilikleri halka gösterme, onlar bilmesin. zîrâ Allah yolunda yürüyenler için bu çok tehlikeli bir işdir.
Husûsâ bu zamâna nâs-ı nesnâs
Olupdur ekseri iblîs-i hannâs
Özellikle de insanların çoğunun şeytan gibi olduğu bu zamanda iyilikleri âşikâre yapmamak lâzımdır zîrâ insan şeytanları hased, dedikodu ve fitneleri ile insanın başını büyük belâlara sokarlar.
Gerekdir pes bulardan setr-i ahvâl
Hudâya dön yönün bi'l-uzvu ve'l-bâl
İyilik yapanların yaptıkları iyilikleri halkdan gizlemeleri ve gerek işlerinde gerek niyetlerinde hep Hakk'a yönelmeleri yani ihlâs ile hareket etmeleri lâzımdır. Yani yapılan bütün iyilikler "li vechillah" olmalı, ne iyilikden bir ecir, ne iyilik yapılan kişilerden bir teşekkür beklenmemeli, sadece ve sadece Hakk'ın rızâsı gözetilmelidir. Böyle yapanlar, Ehl-i Beyt-i Mustafâ'nın cömertliğinin medhedildiği "وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلٰى حُبِّه۪ مِسْك۪ينًا وَيَت۪يمًا وَاَس۪يرًا * اِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللّٰهِ لَا نُر۪يدُ مِنْكُمْ جَزَٓاءً وَلَا شُكُورًا" âyet-i kerîmesinin sırrına mazhar olurlar.