Çü Lafz-ı Kudret Ezelde Buyurdu "Kâf" İle "Nûn"
12 Nisan 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Çü lafz-ı kudret ezelde buyurdu "kâf" ile "nûn"
Tamâmet oldu bu 'âlem şoluk sâ'at "fe yekûn"
Dokuz felek yedi yıldız bu arş u ferş tamâm
Hemân işâret ile nice düzdü ol bî-çûn
Gökü yaratdı vü buyurdu göke kıldı rükû'
Kıyâma gelemi lıiç görsene bu tâs-ı nigûn
Yeri yaratdı buyurdu yere ki kıldı sücûd
Yüzün götürmedi ayruk şu resme tutdu sükûn
Çihâr unsura verdi çihâr türlü hüner
Anunçün oldu cihân levn levn ü gûnâ gûn
Kimi kıyâmda çü âteş kimi rüku'da çü bâd
Kim i sücûdda çü hâk ü kimisi çün ceyhûn
Hezâr türlü kılıncak murâdı tâ'atdır
Felek tâ'at il'ider müdâm işin mevzûn
Bu halkı nişe yaratdı Çalab ibâdet içün
Zîrâ ki kamusu kuldur bu hükm elinde zebûn
Gerek ki sâni' u masnu' u kâdir-i kudret
Nice dururdu bu tâkı ne bendi var ne sütûn
Bu yeri gökü dahi yerde gökde ne k i var
Vücûda geldi ki maksûd Hakk'ı bilmek içün
Eğerçi şöyle durur bî-niyâz u müstağnî
Kim olmasa bu cihân u bu çerh u bu gerdûn
Ana ziyâde vü noksân yok durur hergiz
Kim itmeğil ki cihân olduğı'yçün oldu füzûn
Cihân olur ise olmazsa ol yine oldur
Ezelde nice ise pes hemân kararda künûn
Ve lîk çün diledi gizli genci zâhir ola
Açıldı kudret elinden bu dürre-i meknûn
Bu yer ü gök ü bu 'âlem bu cism ü cân ü melek
Vücûda geldi göründü zî 'ilm ü zihî fünûn
Nice yürür ay u güneş nice durur bu gök
Nice geçer bu yaz u kış nice döner gerdûn
Bu sun'a bakdı 'brâhîm bildi sâni'i var
Bu 'ibreti görüben Mûsâ oldu mest ü cünûn
Bu 'ilm içinde 'âciz 'bû Hanîfe-i Kûfî
Bu hükm elinde zebûndur Halîfe-i Me'mûn
Bu işden olduydu mecrûh Rüstem-i destân
Bu rencden öldüydü ol Câlinûs u Eflâtûn
Bu hâlden olduydu hayrân Vâmık u Azrâ
Bu 'aşkdan olduydu şeydâ Leylâ vü Mecnûn
Bu fitne mekrine düşdüydü Nemrûd ü Fir'avn
Bu hükm elinde giriftâr kaldıydı Kârûn
Birince lutfa sataşdı kılar beşâret ü şükr
Birince kahra tuş oldu kalup durur mağbûn
Bu lutf ile nice boylar uzandı oldu elif
Bu kahr ile nice boylar büküldü şöyle ki nûn
Bu derde kimse cihânda bulamadı dermân
Bu rence dünyâda kimse pişirmedi ma'cûn
Bu 'aşka yolda olaldan bu 'Âşık'ın cânı
Sataşdı devlete vü buldu tâbi'-i me'mûn
Anın ki cânı ezelden nasîb tuta geldi
Bugün bu dünyâ evinde niçün ol a mağbûn
Tamâmet oldu bu 'âlem şoluk sâ'at "fe yekûn"
Dokuz felek yedi yıldız bu arş u ferş tamâm
Hemân işâret ile nice düzdü ol bî-çûn
Gökü yaratdı vü buyurdu göke kıldı rükû'
Kıyâma gelemi lıiç görsene bu tâs-ı nigûn
Yeri yaratdı buyurdu yere ki kıldı sücûd
Yüzün götürmedi ayruk şu resme tutdu sükûn
Çihâr unsura verdi çihâr türlü hüner
Anunçün oldu cihân levn levn ü gûnâ gûn
Kimi kıyâmda çü âteş kimi rüku'da çü bâd
Kim i sücûdda çü hâk ü kimisi çün ceyhûn
Hezâr türlü kılıncak murâdı tâ'atdır
Felek tâ'at il'ider müdâm işin mevzûn
Bu halkı nişe yaratdı Çalab ibâdet içün
Zîrâ ki kamusu kuldur bu hükm elinde zebûn
Gerek ki sâni' u masnu' u kâdir-i kudret
Nice dururdu bu tâkı ne bendi var ne sütûn
Bu yeri gökü dahi yerde gökde ne k i var
Vücûda geldi ki maksûd Hakk'ı bilmek içün
Eğerçi şöyle durur bî-niyâz u müstağnî
Kim olmasa bu cihân u bu çerh u bu gerdûn
Ana ziyâde vü noksân yok durur hergiz
Kim itmeğil ki cihân olduğı'yçün oldu füzûn
Cihân olur ise olmazsa ol yine oldur
Ezelde nice ise pes hemân kararda künûn
Ve lîk çün diledi gizli genci zâhir ola
Açıldı kudret elinden bu dürre-i meknûn
Bu yer ü gök ü bu 'âlem bu cism ü cân ü melek
Vücûda geldi göründü zî 'ilm ü zihî fünûn
Nice yürür ay u güneş nice durur bu gök
Nice geçer bu yaz u kış nice döner gerdûn
Bu sun'a bakdı 'brâhîm bildi sâni'i var
Bu 'ibreti görüben Mûsâ oldu mest ü cünûn
Bu 'ilm içinde 'âciz 'bû Hanîfe-i Kûfî
Bu hükm elinde zebûndur Halîfe-i Me'mûn
Bu işden olduydu mecrûh Rüstem-i destân
Bu rencden öldüydü ol Câlinûs u Eflâtûn
Bu hâlden olduydu hayrân Vâmık u Azrâ
Bu 'aşkdan olduydu şeydâ Leylâ vü Mecnûn
Bu fitne mekrine düşdüydü Nemrûd ü Fir'avn
Bu hükm elinde giriftâr kaldıydı Kârûn
Birince lutfa sataşdı kılar beşâret ü şükr
Birince kahra tuş oldu kalup durur mağbûn
Bu lutf ile nice boylar uzandı oldu elif
Bu kahr ile nice boylar büküldü şöyle ki nûn
Bu derde kimse cihânda bulamadı dermân
Bu rence dünyâda kimse pişirmedi ma'cûn
Bu 'aşka yolda olaldan bu 'Âşık'ın cânı
Sataşdı devlete vü buldu tâbi'-i me'mûn
Anın ki cânı ezelden nasîb tuta geldi
Bugün bu dünyâ evinde niçün ol a mağbûn
Âşık Paşa
Kuddise Sırruh