Çünki Dünyâ Dârını Teşrîf Edüp Basdı Kadem
5 Ocak 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Çünki dünyâ dârını teşrîf edüp basdı kadem
Ol Safiyullah ki Âdem çekdi nice hüzn ü gam
Enbiyânın cümlesi türlü belâlar çekdiler
Hem Hudâ'nın dostu 'âlem fahri şâh-ı muhterem
Çâr-yâr-ı Mustafâ Sıddîk 'Ömer 'Osmân 'Alî
Âl ü ashâb çekdiler dünyâda gûnâ-gûn elem
Cümle ümmet rütbesince gam yükün yüklendiler
Sen dilersin dâr-ı mihnetde safâ vü 'ıyş ü dem
Hasteye acı devâlar yedirir çünki tabîb
Sabr edüp anı yer ise 'âfiyet bulur dedem
Dedi Peygamber ki mü'min üç belâdan boş değil
Biri zillet biri kıllet birisi dahi sekam
Olmasa insânda bu üç nesne bil tuğyân eder
Nefs ü şeytân leşkeri bunlarla olur müntakam
'İzzet ü sıhhat dahi mâl mü'mini müşrik eder
Bunlara nâil olup Fir'avn dedi ben tanrıyam
Dostlarına anları vermez Hudâ-yı lem-yezel
Her kime verdiyse zîrâ oldu anın hâli kem
'Âkil ü dânâ olan anlarla etmez iftihâr
Çünki anlar ehl-i istidrâca verilir hocam
Kahr içinde gizlemiş Hallâk-ı 'âlem lutfunu
Sûretâ ni'met görünen fi'l-hakîka hep nikam
Yedi yerde mü'minin kalmaz günâhı arınır
Sıdk ile dinle ki anları sana bir bir diyem
Cümle dünyâda çekilen derd belâ mihnet keder
Zenbine keffâret olur görmez uhrâda sedem
Anlar ile gitmeyüp kalır ise cüz'î günâh
Cân verirken çekdiği zahmet kabir içinde hem
Dahi mîzânda hisâbda hem sırâtda çekdiği
Mü'minin zenbine keffâret olur ey ibn-i 'amm
Gâyet ile çok olup cürmü biraz kalır ise
Yanuban dûzahda sonra verilür bî-had ni'am
Nev'-i insânda terakkî var melekde yoğ imiş
Bu terakkîye sebeb mihnet meşakkat gussa gam
Etme Hâlık'dan şikâyet halka sâbir ol hemân
Var durur her bir belâda nice esrâr ü hikem
Tâ'at ü 'ilm ü 'amel takvâ kerâmet gerçi hûb
Sâhibi 'ucba düşer ise olur merdûd o dem
Kibrin esbâbından olupdur bu mezkûrlar kamu
Kim tekebbür eyler ise olur alçak lâ-cerem
Sırrını duy kadrini bil fakr u zill ü 'illetin
Anları dostlarına ihsân eder ancak Hakem
Her neden ki hoşlanırsa nefsin ol şerdir sakın
Anın ikrâh etdiği nesne hayırdır etme zem
'Afiyet iste Hudâ'dan sen dahi Kuddûsîyâ
Bir belâ geldikde sabr et bul terakkî dem-be-dem
Ahmed Kuddûsî
Kuddise Sırruh