Cünyed-i Bağdâdî'yi Hayrete Düşüren Allah Dostu

31 Temmuz 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Tasavvuf
Allah dostlarının ileri gelenlerinden Cüneyd-i Bağdâdî kuddise sırrahu's-sâmî Hazretleri buyurdular ki :
Çölde bir kişi gördüm ve kendisine selâm verdim. Selâmıma "ALLAH" diye cevap verdi. Kim olduğunu sordum, cevâbı yine "ALLAH" oldu. Nereden geldiğini sorduğum zaman yine "ALLAH" deyince ona, "Eğer da'vânda sâdık isen cânını Allah yolunda fedâ eder misin?" dedim. O zât, "ALLAH" diye bir sayha vurdu ve cânını o anda Hakk'a teslîm eyledi.
Bu zât, da'vâsında sâdık olduğunu isbât etmişdi ama ben de yaptığıma pişmân olmuşdum fakat ne fayda...Etrafda benden başka kimse olmadığı için defin hazırlığına girişdim. Onu yıkadım, kefenledim ve onun için bir mezar kazdım. Onu kabrine yerleştirmek üzere yanına döndüğümde, bıraktığım yerde bulunmadığını gördüm, etrâfıma bakındım, hiçbir tarafda göremedim, hayrete düşdüm. Ben şaşkınlık içindeyken gâibden lâhûtî bir ses işittim : 
Yâ Cüneyd! O dostumuzu hiç boşuna arama! Nereye götürüldüğünü ve ne olduğunu düşünerek hayrete de düşme! Çünkü senin onu aradığın gibi, Azrâil de onu aradı ama bulamadı. Münker-Nekir de aradılar ama bulamadılar...
"Yâ Rab! O âşıkın nerededir?" diye niyâzda bulununca aynı lâhûtî sadâ şu cevâbı verdi :
O dostum şimdi "Fî mak'adı sıdkın inde melîkin muktedir"dedir...
Muzaffer Efendi Hazretleri, Envârü'l-Kulûb adlı eserinde, bu kıssayı naklettikden sonra buyuruyorlar ki :
Ey âşık-ı sâdık! "Mak'ad-ı Sıdk", cennet-i zât makâmlarından bir yüce makâmdır. Sen de bu makâma erişmek istersen Allah'a inan, Allah'a dayan ve Allah'a güven!...Zât-ı ulûhiyyetine îmân edeni, dayananı ve güveneni Allah katiyyen mahrûm etmez...
Keşfolur sana ulûm-i evvelîn ü âhirîn
Mekteb-i ehl-i vefâda eyle tahsîl-i rızâ

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön