Dâimâ Duâ Et Sakın Bedduâ Etme!

Hısım-akrabandan, kendi milletinden-devletinden insanlar için istiğfâr et. Onların hidâyeti için Allah'a duâ eyle. Hısım akrabandan azgın biri varsa, onun adına sen istiğfâr et. Ona sükûn gelir, onun suç perdesi yırtılır, günâhı, hatâyı, isyânı, nisyânı çirkin görmeye başlar.

Daimâ duâ et, sakın bedduâ etme, sakın la'net okuma! Çünkü Resûlullah "rahmeten lil âlemin"dir, sen de onun ümmetisin. Mübârek dişini kırdıklarında, Resûl-i Ekrem Efendimiz onlara bedduâ  etmedi, tam tersine duâ etti. "Allahümmehdî kavmî/Kavmime hidâyet et" dedi. Eğer bedduâ etseydi, Allah onun duâsını kabûl eder, bir tâne kâfir bırakmaz hepsini helâk ederdi.

Mü'minler, "rahmeten lil âlemîn"olan Resûl-i Kibriyâ'nın ümmeti oldukları için dâimâ merhametli olmalıdırlar. Her hâlde ve her yerde. Maddî ve manevî. Dille ve elle. Mü'min her yerde merhametli olacak. Îmânın alâmeti merhametdir, rahmetdir. Allah'ın Rahmân ve Rahîm sıfatlarının tecelliyâtıdır. Resûlullah'ın "rahmeten lil âlemin" sıfatının tecellîyâtıdır. Merhametsiz bir kalbde îmân olmaz.