Hacıların Ka`be'ye doğru yolculuğu, tıpkı yağmur damlalarının ummâna doğru yolculuğu gibidir. Yağmur yağar, damlalar derelere dolar, dereler çaylara, çaylar nehirlere karışır. Gide gide nihâyet nehirler de büyük bir denize kavuşur. Hacılar da tıpkı böyledir. Her bir hacı, evinden, köyünden tek başına çıkar, önce küçük bir kâfileye katılır, sonra dünyânın dört bir tarafından gelen kâfileler Hicaz'a yaklaştıkça birleşir ve cemm-i gafîr ta'bîr edilen büyük kalabalıklar hâlinde Beytullah'a vâsıl olurlar.
Ne mutlu o kimselere ki, yalnız hacca gitmekle, Kabe-i Muazzama'yı tavâf etmekle kalmadılar, Hakk cemâli kabesini de tavâf eyleyip, vuslat bayramına erdiler.