15 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Dârüttaallim Kıraathânesi, bizim için bir ilim meclisi idi. Bütün profesörler oraya çıkarlardı. Başda Mükremin Halil Bey, Emin Âlî Bey, Şemseddin Siver Bey, Hâlid Sarıkaya, Nûri Karahöyük, İslam Müzesi Müdürü Abdülbâkî Efendi, Süreyya Bey, Bahriyeli Fahri Bey. Böyle ilmî sohbet yapılır orda, her gece saat saat on ikiye kadar, bire kadar ilmî sohbet yapılırdı. Târihî sohbetler, münâzaralar, münâkaşalar filan olur böyle. Tabii kaba kuvvetle değil, birbirlerinin fikirlerine saygı göstererek. Bazı talebeler de gelir edeble dinlerlerdi, sohbete girmezlerdi, onlar yalnız dinlerlerdi, sâmiîn sıfatıyla otururlardı. Ben de mahallenin imamı olmak münâsebetiyle, içlerinde bulunurdum, onlarla beraber otururdum. Tabii ben sohbete karışırdım. Bu profesörlerin kâffesi bu çarşının üyesi idi, manevî üyesi yani. Günde iki defa buraya gelirlerdi.Dârüttaallim Kıraathânesi, hakîkaten isminin hakkını vermiş ve o devirde nice gençler, her biri mesleğinde otorite kabûl edilen büyük hocalardan taallüm ederek yetişmişler ve pek güzel, pek faydalı eserler vermişlerdir.