Rûşenî virdi budur küllü “gadâtin ve aşî"
ÎZÂHI
Çün doğup tuttu cihân yüzünü hüsnün güneşi
Kim ola sevmeye bu vech ile sen mâhveşi
Resûl-i Ekrem Efendimiz'in dünyâya gelişi, ışığı bütün cihâna yayılan bir güneşin doğuşu gibidir. Zîrâ O, Kur`ân'da beyân edildiği üzere âlemlere rahmet olarak gönderilmişdir. Bu rahmetin eseri her ân her yerde müşâhede edilmekdedir. Bunu görüp de O'nu sevmemek mümkün müdür?
Türk ü Kürd ü Acem ü Hind'i bilir bunu ki sen
Hâşimî'sin Arabî'sin Medenî'sin Kureşî
Bütün dünyâ O'nun tanır, yüceliğini bilir. O, Arapların Kureyş kabîlesinden, Hâşimoğullarındandır. Medîne-i Münevvere'ye hicret edip orada yerleştiği için bir lakabı da Medenî'dir.
Sen emîre kul olan her ne kadar müdbir ise
Bende-i mukbil olur misl-i Bilâl-i Habeşî
Muhammed aleyhisselâm, öyle bir sultândır ki, Bilâl Habeşî hakîr görülen bir köle iken, O'na tâbi' olduğu için herkesin kıyâmete kadar hürmet edeceği yüce bir insan olmuşdur.
Dîg-i hikmetde pişirdi çün senin sevgini Hakk
Cebraîl olsa nola matbahının hîme-keşi
Muhammed aleyhisselâm Cenâb-ı Hakk'ın mahbûbudur, Allah'a O'ndan daha sevgili bir kul yokdur. Nitekim Cebrâil gibi bir melek O'nun hizmetkârıdır.
Yerdeki da'veti fevt ola gidem deyu göğe
Bağladın beline ey nûr bilâ-sâye taşı
Allah hiç bir peygamberine bahşetmediği mu'cizeleri O'na bahşetmişdir. O Allah'ın nûrudur ki gölgesi hiç yere düşmemişdir.
Sensin ol püşt ü penâh-ı melek ü ins ü perî
Enbiyânın güzeli sevgilisi hûb u hoşı
Meleklerin de insanların da cinlerin de sığınağı O'dur. Peygamberlerin en yücesi ve en güzeli de O'dur.
Üzülüp ırk-ı Ebû Cehl gibi ebter olur
Sen Ebû'l-Kâsım ile kim ki tutarsa güreşi
Muhammed aleyhisselâma düşmanlık edenler mutlakâ belâlarını bulur. Allah kendisine yapılan edebsizlikleri affedebilir ama habîbine yapılan düşmanlık ve edebsizliği affetmez.
Lâle benzer ki gül-i rûyuna indirmedi baş
Mug-ı hindû gibi yandı kararıp içi dışı
O'na tâbi' olmayanların, O'na itâat etmeyenlerin kalbleri kapkara ve taşdan katıdır.
Kesilip başın ayakda göriser her ki senin
Yüzün izine sürüp koymaz ayağına başı
O'nun yolundan gitmeyenler, sünnetine tâbi' olmayanlar, dünyâda ve âhiretde rezîl ve rüsvây olmaya mahkûmdur.
Parmağından akıtıp âb-ı revân-bahşı revân
Nice yüz bin kişiden def' idisersin ataşı
O'nun şefâ'ati hakdır, O'nun havzının etrâfında toplanıp suyundan içenler mahşerin dehşetinden de, cehennemin ateşinden de kurtulurlar.
"Ve'd-duhâ" verdine "Ve'l-leyl" okuram sünbülüne
Rûşenî virdi budur küllü “gadâtin ve aşî"
O'nun şânı o kadar yücedir ki, Cenâb-ı Hakk Kur`ân-ı Kerîm'de "Ve'd-duhâ ve'l-leyli izâ secâ" âyetleri ile O'nun doğduğu vakte ve saçının siyahlığına yemîn eder. O'nun Allah katındaki değerini bilenler gece gündüz hiç durmadan O'nun ismini zikreder ve O'na salât ü selâm ederler.
NAĞME-İ AŞK