28 Ocak 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Vaktiyle pâdişâhlardan birisi tımarhâneye gitmiş. Hükümdâr, biraz zâlim ve fâsık bir adammış. Tabii hükümdâra lâyık büyük bir teşrîfât yapmışlar, başhekim öne düşmüş ve tımarhâneyi gezdirmeye başlamış. Başhekim, "Şunlar manyaklar, bunlar sarhoş çocukları, burada da azgın deliler var" diye sırayla delileri gösterirken pâdişâh, "Bana azgın delilerden birini göster" demiş. Başhekim, "Efendim, bunlar sûretde insâna benzerler fakat hakîkatde yırtıcı hayvan gibidirler, size saldırıp zarar verebilirler" filan dediyse de pâdişâh ısrâr etmiş, "Hiç değilse bir tânesini göreyim" demiş. Kapalı bir yerde, zincire vurulmuş olarak tutulan bir deliyi görmeye gitmişler. Kapıyı vurmuşlar, içeriden bir cevap gelmemiş. Kapıyı açmasını söylemişler, deli içeriden şöyle seslenmiş : "Beni meşgûl etmeyin, şimdi kapıyı açamam, işim var" demiş. Başhekim "Kapıyı açsana" diye tekrar seslenmiş. Deli yine aynı cevâbı verince, hükümdâr başhekime, "Sor bakalım ne işi varmış" demiş. Başhekim deliye "Ne işin var?" diye sorunca, deli "Hesâb yapıyorum" demiş. Başhekim, "Ne hesâbı bu?" diye sormuş. Deli yaptığı hesâbı şöyle anlatmış :
Şunları hesâb ediyorum. Birincisi, hükümdar ölürse ona kaç paralık kefen sararlar, ben ölürsem bana kaç paralık kefen sararlar? İkincisi, ben öldüğüm zaman arkamdan kaç kişi ağlar, hükümdâr öldüğü zaman onun arkasından kaç kişi ağlar? Üçüncüsü, ben öldüğümde beni kaç paralık bir kabre koyarlar, hükümdâr öldüğü vakit onu kaç paralık bir kabre koyarlar?İşte bunların hesâbını yapıyordum. Yaptığım hesâba göre hükümdâra benden altmış paralık fazla kefen saracaklar. Koskoca devleti iki dudağı ile idâre eden adamın benim gibi zavallı bir deliden farkı ancak bu kadar. Makbereye gelince, ikimiz de toprağa yatacağız, onun üstüne kubbe yapacaklar ama istikbâlde o kubbe muhakkak yıkılacak, benimki zâten çokdan yıkılmış. Arkamızdan ağlayanlara gelince, benim için ağlayan olmayacak gibi, hattâ belki de benim adıma sevinecekler, "zavallı hasta, öldü de kurtuldu" diyecekler fakat hükümdârın düşmanları onun arkasından kahkahalar atacaklar, bayram yapacaklar. Çünkü benim deliliğime imrenen bir Allah'ın kulu yokdur ama onun makâmına imrenen pek çok insan vardır.
Delinin bu sözleri hükümdârın aklını başına getirmiş, pâdişâh ağlamış ve tövbekâr olmuş, hemen Allah'a rücû' etmiş ve insân olmuş. Neden? Çünkü gözünde ibret, özünde irfân ve kulağında hak kelâmı kabûl etmek isti'dâdı varmış. Sen de öyle yap! Düşün bak! Aradaki fark bundan başka bir şey değildir.