19 Şubat 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, ehl-i tarîke mahsûs zikirlerdeki semâ', raks ve devrân hakkında sorulan bir suâle karşılık şöyle buyurdular :
Zikri, Allah'ı hatırlamak ve unutanlara hatırlatmakdır. Zikrin mertebeleri vardır, merâtibi vardır, mertebeleri, derecâtı vardır. İnsan iki şeyde sarsılır. Ya bir acı haber aldığı vakitde, ya sevindiği bir haber aldığı vakitde. Zikrullahın mâhiyyeti yani bizim zikrullahın mâhiyyeti, Allah ile mülâkâtın, vuslatın bir netîcesi olarak sallanıyoruz ve ismini zikrediyoruz. Allah uzakda değil, Allah Allah diye bağırmamızın sebebi, Allah uzakda değil ama, kulaklarımız zevklensin diye. Çünkü kulağın da zevki vardır, gözün zevki olduğu gibi, ağzın zevki olduğu gibi. İnsan sevgilisinin ismini işitdiği vakitde neşelenmez mi, safâya ermez mi? Onun için cehrî Allah diyoruz ki, kulaklarımız zevk alsın diye. Ve hepsinin remzleri vardır, zikrullahın hepsinin remzi vardır. Devrânın, kıyâmın ve zıplamanın ve eğilmenin, bunların hepsinin birer birer ma'nâları var, ayrı ayrı. Yani hepsi birer remzdir.
www.muzafferozak.com