11 Kasım 2016 tarihinde yayınlanmıştır.
Eskiden tekkelerin kahve ocaklarında Ebu'l Hasen Şâzelî Hazretlerinin ism-i şerîfinin yazılı olduğu böyle bir levha bulunurdu. Kahvehânelerde de şu beytin yazılı olduğu levhalar bulunurdu :
Her seher besmele ile açılır dükkânımız
Hazret-i Şeyh Şâzelî'dir pîrimiz sultânımız
Malum ya, eskiden her meslek için bir pîr kabûl edilirdi. Pîr kabûl edilen zât, o mesleği îcâd eden kişi olabileceği gibi, o işin en büyük üstâdı da olabilir. Bu yüzden birçok mesleğin pîri, o işin mütehassısı kabûl edilen peygamberlerdir. Kahvecilerin pîr kabûl ettikleri zât ise, Magrib'de yani Kuzey Afrika'da yetişmiş büyük bir velîdir ve kendi ismi ile anılan tarîkin yani Tarîk-i Şâzeliyye'nin de pîridir. Kahvecilerin bu zât-ı akdesi pîr olarak kabûl etmelerinin sebebi ise kahvenin İstanbul'a Şâzelî dervîşleri tarafından getirilmiş olmasındandır. Zâten kahvenin tanınmasına ve yaygınlaşmasına sebeb olanlar da dervîşlerdir. Nasıl mı?
Vaktiyle bazı magribli dervîşler, o zamana kadar hiç bilinmeyen kahvenin tadına bakınca, uyku kaçırdığını ve tokluk hissi verdiğini farketmişler. Dervîşler, sôfiyyenin en temel düstûrlarından olan "az yemek" ve "az uyku" için bundan daha iyisi olamaz diyerek, kahveye çokça rağbet etmişler. Yani dervîşlerin kahveye rağbetinin sebebi, verdiği keyif değil, uykuyu ve iştahı kaçırması yani insanı uzun süre uyanık ve tok tutmasıdır ki dervîşler bu sâyede sabahlara kadar zikrullaha, mücâhedeye ve hizmete devâm edebilmişlerdir. Vaktiyle her dergâhda bir kahve nakîbi bulunmasının, kahve pişirmek için kahve ocağı tabir edilen müstakil bir mekânın bu işe tahsîs edilmesinin hikmeti de budur.
Ehlullah hazerâtının kahveyi medh için îrâd ettikleri nutuklar da çokdur. Meselâ büyük mürşidlerden Seyyid Seyfullah Hazretlerinin kahve hakkındaki nutk-i şerîfi şöyledir:
Sebeb-i sohbet-i yârin kahve
Bâ'is-i cem'-i 'ârifân kahve
Fincân-ı sefîd içinde gûyâ
Kahr yüzünden sîne-i şân kahve
Niceler var ki sensiz olmazlar
Mürde cisme cânsın sen cân kahve
Çeşm-i yümnüsün elde 'uşşâkın
Tutmasın sana rûziyân kahve
Yerinme siyâh olduğun hergiz
Karadır hutût-i Kur`ân kahve
Kim ki katreni hâke rîz etse
Dökmüş gibidir yere kân kahve
Seyfî'de eğer olursa bin gam
Nûş eylese gider hemân kahve
Yazımızı Tarîk-i Uşşâkiyye ricâlinden Behçet Efendi'nin kahve hakkındaki manzûmesi ile noktalayalım. (Abdullah Akın Beyefendi'nin arşivinden)
قهوة درويشان
Nûş edenler kahvemiz bulsun şifâ
Dest-i gamdan içmesin zehr-i cefâ
Gelmesin hiç keyfine bir dem halel
Kalbi bulsun zevk-i vahdetle safâ
Dâimâ tutsun erenler destini
Her iki âlemde de görsün vefâ
Hâsılı her lutfa mazhar kılsın Hakk
Şâfi'i olsun Muhammed Mustafâ
Dâimâ ede duâ Behçet Dede
Şimdilik bu nutukla kıl iktifâ