18 Mart 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Büyük bir mürşide "Dervîşliği en kısa nasıl ta'rif edersiniz?" diye sormuşlar, "Hakk'a karşı sıdk, halka karşı rıfk" diye cevap vermiş. Bu kısacık sözde gizli olan hakîkatlerden bir kısmını dilimizin döndüğü kadar îzâha çalışalım.
Sıdk en geniş ma'nâsıyla doğruluk demekdir. Allah'a karşı sıdk ise şu manâlara gelir :
- Allah'ın emirlerine uymak ve yasaklarından kaçınmak. Tevhîd ederek Allah'dan başka ma'bûd olmadığını kabûl eden kimsenin sadâkati buradan belli olur. Bu sıdkın en alt mertebesidir çünkü Allah'ı yegâne ma'bûd kabûl ettiğini söylediği halde Allah'ın emirlerine uymayan kimse sözünde sâdık değildir.
- Allah'dan başka hiç kimseden meded ummamak, bir şey istememek. Mâdem ki yegâne kudret ve kuvvet sâhibi Allah'dır, Rabbü'l-âlemîn O'dur, öyleyse kullardan meded ummak, insanlardan bir şey beklemek Hakk'a sâdık olmakla bağdaşmaz. Bu yüzden dervîş, ne isterse Allah'dan istemeli, O'ndan gayrı hiç kimseden bir şey istememelidir. Bu sıdkın orta mertebesidir.
- Allah'dan gelen her şeyi hoşnudlukla karşılamak. Mâdem ki her fiili halk eden O'dur öyleyse başa gelene râzı olmayıp sızlanmak, şikayet etmek de sadâkate aykırıdır. Bu da sıdkın üst mertebesidir.
Rıfk ise yumuşak huyluluk demekdir. Bunun da mertebeleri vardır :
- Rıfkın en alt mertebesi, yapılan hatâlara katlanmak, bunlardan şikâyet etmemek ve hatâ yapanlara karşı sertlikle muamele etmemekdir. "Dövene elsiz gerek/Sövene dilsiz gerek" sözü bunu ifâde eder.
- Rıfkın orta mertebesi yapılan hatâlara katlanmakla ve hatâyı yapana karşı yumuşak davranmakla kalmayıp, bir de affetmekdir. "Dervîş gönülsüz gerek" sözü de bunu ifâde eder.
- Rıfkın en üst mertebesi ise, yapılan hatâları affetmekle de kalmayıp, hatâ yapanlara ihsân ve ikrâmda da bulunmakdır.
Bir dervîşin mertebesi, sıdk ile rıfkı hangi mertebelerde bir araya getirebildiğine bağlıdır.
Gir tarîk-i aşk-ı Hakk'a evvelâ ol tâibûn
Bî-riyâ sıdk ile aşk ile müdâvim 'âbidûn