15 Ekim 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Dervîşlikde edeb meselesi çok mühimdir. Hazret-i Muhammed Bahâeddîn Nakşibend de öyle söylüyor. Bir gün Şâh-ı Nakşibend Hazretlerine bir hâl gelmiş, elbiselerini parçalayıp, çırılçıplak, şeyhinin huzûruna girmiş. Şeyh Efendi, onu bu halde görünce, "Kaldırın atın dışarı bu terbiyesiz herifi" demiş. Dervîşler, onu kaldırıp sokağa atmışlar. Hazret-i Şeyh diyor ki : "Sonra aklım başıma geldi. Anladım ki ne olursa olsun mürşidin huzûruna edebsiz olarak girilmemeli. Temizlendim, giyindim, aklımı başıma aldım, geldim, Hazret-i Emîr'in kapısına başımı koydum. Sabaha kadar o halde bekledim. Hazret-i Emîr, sabah namazını kılmak üzere dışarı çıkdı, beni o halde görünce,"Artık bu edeblenmiş, bunu içeri alın da yarasını beresini sarın" buyurdular. Anladım ki huzûr-i şeyhe mutlakâ edeble girmek lâzımmış.Efendi Hazretleri, bu menkıbeyi anlattıkdan sonra duvardaki "Edeb Yâ Hû" levhasına işâret ederek "Dervîşe en başda edeb lâzımdır. Onun için orada asılı işte. Edeb Yâ Hû" buyurdular.