Diken Eken Adam

20 Ağustos 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Tezkiye-i Nefs

Cenâb-ı Mevlânâ Mesnevî-i Şerîf'de anlatıyor :

Çenesi kuvvetli, kaba saba bir adam, yolun ortasına bir diken dikmişdi. Yoldan geçenler onu kınayıp dikeni sökmesini istediler, fakat o sökmedi. Gün geçdikçe diken büyüyüp yayılıyor ve insanların ayakları yaralanıp kan içinde kalıyordu. İnsanların elbiseleri dikene takılıp yırtılıyor, yoksulların ayakları paralanıyordu. Vâli, ona ciddi bir biçimde, dikeni sökmesini söyleyince, o da, "Peki", dedi, "bir gün sökerim". Yarın, öbür gün diyerek söz verip bir süre oyalandı ve onun dikenli ağacı iyice kök saldı.

Bir gün vâli, "Behey sözünde durmaz adam", dedi, "bizi oyalayıp durma". Adam dedi, "Ağam, nasıl olsa fırsatımız var daha". Vâli, "Acele et" dedi, "işi savsaklama. Sen yarın deyip duruyorsun ama bil ki gün geçdikçe o kötü ağaç daha bir gençleşiyor. Sökecek olansa daha bir yaşlanıp âcizleşiyor. Diken kuvvetlenip boy atarken, dikeni sökecek olan yaşlanıp çökmekdedir. Diken her gün, her ân yemyeşil, capcanlı. Dikeni sökecek olan, her gün güçden düşüp kuruyup gitmekdedir. O gençleşirken sen yaşlanmakdasın. Çabuk ol, zamanını telef etme".

Kötü huyların her biri bil ki dikendir. Diken defalarca batmışdır ayağına, kendi huyundan defalarca yara aldın, artık hissetmiyorsun, hissizleşmisşsin. Kötü ahlâkından başkalarının yaralandığını bilmiyorsan, en azından kendine ve başkalarına verdiğin ızdırabı biliyorsundur. Ya baltayı eline alıp yiğitçe vur da şu Hayber kapısını Ali gibi sök. Ya da bu dikeni bir gül fidanına kavuştur, ateşi sevgilinin ışığıyla bir araya getir ki onun ışığı senin ateşini öldürsün. Onun vuslatı senin dikenini gül bahçesine döndürsün.

Bu hikâyede diken, kötü huylara remzdir. Vâli de mürşidin remzidir. İnsandaki kötü huylar yalnız kendisine zarar vermez başkalarına da zarar verir. Ne var ki gâfil insan kendi kötü huyundan şikâyet etmez, başkasına verdiği eziyeti de görmez, idrâk etmez. Bu huylardan kurtulmak için acele etmek lâzımdır. Neden? Çünkü bunlar zamanla kökleşir, kuvvetlenir, tabîat hâline gelir. O vakit sökülüp atılması gâyetle  güç olur. Huyların kökleşmesi, kuvvetlenmesi, tabîat hâline gelmesi onlardan kurtulmayı zorlaştırdığı gibi, insanın yaşlanması, zaafa düşmesi, gücünü ve kuvvetini kaybetmesi de bu işi zorlaştırır. Onun için acele etmek gerekir. Yani nefs ile mücâdeleye gençken başlamak lâzım, belli bir yaşdan sonra bu iş güçleşir. Hele de ihtiyarlık çağı gelip de zaafa düşünce insan, bu mücâdeleye hiç imkân bulamaz.

Listeye geri dön