Dil Gidiyor Beyler Dil Gitti!

21 Temmuz 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Dil
Türkçeyi çok iyi bilen, eserlerinde ve sohbetlerinde Türkçeyi bütün incelikleriyle kullanan ve dil meselesine çok önem veren üstâdlarımızdan merhûm Emin Işık Hocaefendi, Türkiye Yazarlar Birliğinin 29 Nisan 2018 târihindeki 40. Yıl Vefâ Gecesinde kendisine verilen ödülü almak üzere kürsüye çıkdığında kısa bir konuşma yapmış, "Herkes tatlı konuştu, ben biraz biber, karabiber konuşacağım" diye söze başlayıp şunları söylemişdi :
Birçok faaliyetler gösteriliyor ama hepsi sâhipsiz. Dil konusunda bir takım çabalar var fakat dilin sâhibi yok, sâhip çıkanı yok. Bir hayli vakıf, dernek işte, milli değerler, milli sanatlar, tarihimiz, kültürümüz üzerinde çaba gösteriyorlar ama bir tesiri yok. İlâhiyat fakültelerimiz var, dindarlık yok.
Şimdi meselâ, betimlemek mi diyeceğiz, tasvir etmek mi diyeceğiz, ne diyeceğiz? Betimlemenin karşılığı nedir? İfâde etmek midir, tesbit etmek midir, tasvîr etmek midir? Eser midir, yapıt mıdır, çaput vezninde. Değerli olana eser diyoruz, değersiz olana çaput vezninden yapıt diyeceksiniz. Her yapıt, sanat eseri midir? Seyran mı olacak, piknik yeri mi olacak? Hangisi olacak? Pislik vezninden piknik. Biraz dikkat etmezsen pislik anlarsın zâten.
Bunlar dile giren kelimeler ve bunlar çatır çatır kullanılıyor. Okullarda kullanılıyor. Münâsebet mi diyeceğiz, ilişki mi diyeceğiz, alâka mı diyeceğiz? Hangisini söyleyeceğiz? Hayat mı diyeceğiz, yaşam mı diyeceğiz? Talimat mı diyeceğiz, direktif mi diyeceğiz? Betik mi diyeceğiz, kitap mı diyeceğiz? Kafe mi diyeceğiz, kahvehâne mi diyeceğiz?  Daha binlerce kelime var. 
Dil gidiyor beyler! Dil gitti! Bunu nerden çevireceğiz, nasıl yapacağız?
Nurettin Topçu Hoca, size samîmiyetle söyleyeyim, şu Türkiye'de Fransızca'yı en iyi bilen ilk on kişiden birisidir, belki ilk beşden birisidir. Bu kadar kitap yazdı, tek kelime Fransızca konuşmadı, eserlerinde yokdur. Bana bir gün telefon ediyor. Diyor ki, "ensal diyeceğim" diyor. Ensal, nesil kelimesinin çoğulu, nesiller demekdir. "Hocam" dedim "bu kelime kullanılmıyor, nesiller deyiverin, daha kolay anlaşılır" dedim. "Hayır" dedi "Nesiller deyince geçmiş nesiller anlaşılıyor" dedi. "Ben gelecek nesiller için bir şey söyleyeceğim" dedi. Sonradan yazı çıkmış, bakdım ensal, kullanmış kelimeyi. Sonra gördüm ki, bir tek şiirinde, bir tek beyitte, Tevfik Fikret kullanmış bu kelimeyi, herhalde oradan aklında kaldı Hoca'nın. Hiç kullanılmayan bir kelime. Yabancı kelime kullanmamak için efendim. 
Biz bu kadar çaba gösteriyoruz, dernekler, kişiler, yazarlar falan, fakat devlet okullarındaki eğitim sistemi hâlâ uydurma Türkçeyle devam ediyor. Esas söyleyeceğim budur. Bunları misâl vermekden maksadım budur. On beş senedir iktidarda olan bu hükûmetden evvelâ dil üzerindeki okul kitaplarının dilini düzeltmesini istiyorum. Bu böyle. Ferdî çabalarla Yazarlar Birliği ile, Emin Işık'la, Âmir Ateş'le, bilmem işte, hocaefendilerle filan, halledilecek bir mesele değildir bu. Devletin serçe parmağı, yüz tâne dernekden daha kuvvetlidir. Teşekkür ediyorum, bu kadar söylüyorum.
Dilini unutan kendini de unutur.


Listeye geri dön