2 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Dilersen bahr-ı zâtı seyr için bir ma'nevî zevrâk
Mutahhar kıl derûnu mâsivâdan bahşedüp revnâk
Hayâlât-ı vücûdun hâil-i nûr-i şuhûd oldu
Nikâb-ı cân açılmazsa tecellî eylemez bil Hakk
Rumûz-i ma'nevî-i "kul kefâ"ya vâsıl olmak içün
'Umûmen evliyâya rehnümâdır cezbe-i mutlak
Sıfât u zâtına mir'ât edüp resm-i mezâhirle
Tecellî mevcesinden görünendir nûr-i bahr-i Hakk
Te'ayyünde zuhûrun mazhar-ı cem'iyyet-i esmâ
Vedâ' etmezden 'âlemden bu faslı asla kıl mülhak
Füyûz-i kenz-i lâhûtî senin sırrında mahfîdir
Mutalsam nefs ile olmuş o kenzin cevheri muğlak
Makâm-ı saff-ı evvel, sâfiyet bezmine mi'râc et
Rumûz-i "sâbikû" ile olam dersen eğer esbak
Dil ü cânda enîs ü mûnisin dâim ola Mevlâ
Ki üns-i Hakk'dan oldu lafz-ı insân zâhir-i müştak
Gerekdir dîde-i cân rûy-i cânânı temâşâya
Münevver eyler elbet çeşm-i cânı nûr-i kühl-i 'aşk
Hicâb-ı zulmeti ref' etmek istersen derûnu kıl
Vücûdun garbını şems-i hakîkat perteviyle şark
Sivâlardan selîmü'l-kalb olan Sâmî bulur Hakk'ı
Haremgâh oldu milk-i cânda cânân ile dil ancak
Şeyh Abdurrahmân Sâmî Saruhânî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî