Dilersen Bulmağa Bâb-ı Rızâda Sermedî Pür Feyz

7 Ağustos 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Tevhid
NUTK-İ ŞERÎF

Dilersen bulmağa bâb-ı rızâda sermedî pür feyz
Edegör dîde-i cânı sivâ âlâyişinden gaz

Hakk'ın rızâsına ermek ve Hakk yolunda dolu dolu feyz almak isteyen kalbini mâsivâdan temizlemelidir. Yani hem dünyevî zevklerden yüzünü çevirmeli, hem de âhiret endîşelerinden kurtulmalıdır.

Velî her tâlibi kılmaz harîm-i vuslata lâyık
Odur tâ ezelî bahşâyiş-i tevfîk-i Hakk-ı mahz

Bu yola giren her sâlik vuslata eremez. Bunun için ezelî isti'dâd lâzımdır. Bu isti'dâd Hakk'ın öyle bir lutfudur ki bunu ancak dilediği kuluna verir.

'Urûc et müntehâ dâre hurûc et bahr-ı envâre
Bu ekdâr âlem-i esfel merâtibini edüp rafz

İsti'dâd şartdır ama sadece isti'dâd da yetmez, gayret ve hizmet de lâzımdır. İsti'dâd sâhibleri arasından ancak gayret gösterip, bu süflî âlemin kayıtlarından kurtularak ulvî âleme yükselenler maksada ulaşabilirler.

Verüp fânîyi eyle iştirâ-yı nûr-i kudsiyyet
Rucû' eder gınâ-yı ma'nevîden fâiziyle karz

Bu bir alışverişe benzer. Sâlik, dünyevî hazları ve alâkaları verir, karşılığında tecelliyât-ı ilâhîye mazhar olur. Sâlik bu alışverişden çok kârlı çıkar, çünkü bu sûretle sınırsız bir zenginliğe erişir zîrâ Hakk ile berâber olanın başka hiç bir şeye ihtiyâcı olmaz. En büyük zenginlik budur.

Sıfâtıyle tehalluk sünnet oldu sırr-ı bâkîde
Vücûdu mahv edüp Hakk'da sana lâzımdır evvel farz

Bu yolda gâye, Hakk'ın sıfatlarına boyanmak ve varlığını Hakk'da yok etmekdir.

Harîm-i lâ-mekân seyrânına kalb-i selîmdir kim
O mülkde oldu bir ednâ vü a'lâ tûl ile hem 'arz

Sâlik kalbini mâsivâdan arındırarak bu âlemden başka bir âleme yolculuk eder. O âlem bu âleme benzemez, hududsuzdur.

Yed-i kudret ile bu imkân eder her ân devrânı
Bu sırdan hasbe'l-isti'dâd olur ma'kûs-i bast ü kabz

Hakk'ın kudretiyle seyr u sülûk eden sâlik, kimi zaman kabz, kimi zaman da bast hâlinde olur. Her iki hâl de Hakk'ın tecelliyâtının eseridir.

Sebîl-i zemzem-i ilhâm-ı Hakk'ı bulmak istersen
Hicâbı ref' için zikr ile kalbi edegör sen rekz

Hakk'ın ilhâmâtına nâil olmak için kalbi dünyevî ve uhrevî alâkalardan arındırmak lâzımdır. Böyle bir kalbin sâhibi için Hakk'a perde olmaz.

Süvâr ol sıdk ile milk-i dilinden semt-i cânâne
Sebat et düşme telvîne edüp 'ahd ile va'di nakz

Hakk'a ulaşmak isteyen sâlik, sâbit-kadem olmalıdır. Bu mukaddes yolculuk esnâsında başına ne gelirse gelsin hâlini bozmamalı ahdine vefâkâr olmalıdır. 

Devâ bîmâr-ı câna cân-nüvâz mürşid elindendir
Anı ta'yîn etmez zâhiren teşhîs-perest nabz

Bu yolda sâlike rehber mürşiddir. Sâlik bu yolda başına gelen belâlardan ancak bir mürşid-i kâmilin yardımıyla kurtulabilir. Mürşidi olmayan, bilmediği bir yere rehbersiz giden kişi gibidir, çok zahmet çeker, maksada da erişemez.

Sülûk-i seyr ile âşık erersin mülk-i cânâne
Geçüp seyrânda cümle 'arş ü kürs ile semâ vü 'arz

Hakk'a vuslat, bir mürşid-i kâmilin rehberliğinde seyr u sülûk ederek olur. Bu ma'nevî yolculuk sâlikin mi'râcıdır.

Havâss-ı evliyâya kutb olur kutbiyyet-i irşâd
Ehadiyyetde külldür ol velîler cüz'üdür yâ ba'z

Evliyânın en büyükleri irşâd ehli olanlardır zîrâ Hakk'ın kullarını Hakk'a iletenler bunlardır. Bu velîler, Hakk'ın hem esmâsına hem sıfâtına hem zâtına mazhar olduklarıdan dereceleri diğer velîlerden daha yüksekdir.

Hüviyyetden hidâyet ola câzib cân-ı 'uşşâka
Dil-i Sâmî olur müstağrak-ı 'aşk ile kevser-havz

Sâlikin Hakk'a vuslatı, Hakk'ın cezbesi ile olur. Bu cezbe, aşk-ı ilâhî cezbesidir. Allah hangi kulunu vuslata erdirmek dilerse ona aşkını verir. Bu aşk deryâsında müstağrak olan, insana ebedî hayâtı bahşeden "KEVSER"i bulmuş demekdir.

Şeyh Abdurrahmân Sâmî Saruhânî
Kuddise Sırruh
Listeye geri dön