17 Mart 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Şimdi senin aklına şöyle bir soru gelebilir. "Efendi, acabâ kabre bir delik açsak, bu senin anlattıklarını görebilir miyiz?" Göremezsin! Eğer görebilsen, dışarıdan da görürsün. Sana bunun bir misâlini vereyim.
Bir veliyyullah, ihvânı ile berâber bir kabristânın yanından geçiyormuş. O sırada bir imam, cenâzeye telkin veriyormuş. O veliyullah, gülmüş. Yanındakiler, Hazret'in cenâze telkini sırasında gülmesine hiç ma'nâ veremedikleri için sormuşlar : "Efendim, bu gülünecek bir şey değil, niye güldünüz" demişler. Hazret, "Ölü, diriye telkin veriyordu da ona güldüm" demiş. Meğerse kendisine telkîn verilen kabirdeki zât, ârif-i billah bir velî, kabrin başında ona telkîn veren imâm efendi ise gâfillerden biri imiş.Efendi Hazretleri buyururlardı ki,
Kerâmetin ilk mertebesinde kabirler, son mertebesinde ise kalbler keşfolunur.