Doğrudan Allah'dan Gelen İlim

3 Nisan 2022 tarihinde yayınlanmıştır.

İlm-i Ledünn
Büyük veliyye Râbiatü'l Adeviyye Hazretlerinin birçok esrâr-ı ilâhîye vâkıf olduğunu bilenler, hocaya, mektebe, kitaba gerek duyulmadan sırf ilhâmât-ı ilâhiyye ile nâil olunan bu yüksek ilimden istifâde etmek için şu ricâda bulunmuşlar : "Yâ Râbia, Allah'ın senin kalbine ilhâm etdiği o ilimden bize de bir şeyler öğretir misin?" demişler. Râbia Sultân, onlara şu cevâbı vermiş : "Bir iki lokma rızık için biraz iplik eğirmişdim, ipliği iki kuruşa satıp kuruşun birini bir elime, diğerini de öbür elime aldım. Ne olur ne olmaz belki beni yoldan çıkartır diye ikisini birden aynı elime almakdan korkdum. Bilesiniz ki kalbini dünyâya bağlayan ve Hakk'a tevekkül etmeyip paraları istifleyenlerin bu ilimden nasîbi yokdur".

Sûre-i Bakara'daki "وَاتَّقُواْ اللّهَ وَيُعَلِّمُكُمُ اللّهُ وَاللّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ" âyet-i kerîmesinin işâret etdiği ma'nâlardan biri de mevhibe-i ilâhî olan böyle bir ilimdir. Bu itibarla, âyet-i kerîmenin ma'nâsı "Allah, ittikâ sâhibi olanlara, bizzat öğretir" demek oluyor. Tabii herkesin bu mevhibe-i ilâhiyyeden alacağı hisse, ittikâsının derecesine göre olacakdır.

Yeri gelmişken şu inceliği de belirtmek istiyorum. Bâtınî ilimler de kısım kısımdır. Bu ilimlerin bazıları kullardan öğrenilebilir ancak bazısı ancak Allah'dan öğrenilebilir, bunları kullardan öğrenmek aslâ mümkün olmaz. Yalnız Hakk'ın ta'lîmi ile öğrenilebilen ilme, ilm-i ledünn tabir edilir.


Büyük mürşidlerimizden biri de, mâsivâ ile meşgûl olan bir kimsenin, ilm-i ledünne nâil olamayacağını şöyle beyân ediyor :
Tasavvurât-ı vehmiyye ve tevehhümât-ı resmiyye rabbânî feyze ve ledünnî ilimden feyz almağa mânidir. Tıpkı ışığın halvete mâni olması gibi. Sâlikin, malûmatı ve mersûmâtı dâimâ nefy ederek cem'-i hâtır etmesi lâzımdır.
Listeye geri dön