30 Ocak 2025 tarihinde yayınlanmıştır.
BİLMECE
Doluya koyarsın almaz, boşa koyarsın dolmaz.
ÎZÂH
Dolu bir kaba bir şey ilave etmek mümkün olmadığı gibi, kafasını yalan yanlış şeylerle doldurmuş, her şeyi bildiğini zanneden kimselere de bir şey öğretmek mümkün değildir. Doluya koyarsın almaz bu demek.
Bir de boş kafalar var. Bunlara da ne anlatsan bir kulağından girip öbüründen çıkıyor. Boşa koyarsın dolmazın manası da bu.
İnsanların çoğu bu iki hâl üzeredir. Hem öğrenme arzusu hem anlama kâbiliyeti olanlar azdan azdır. Ne mutlu o kutlu azınlığa!
Cenab-ı Hakk'ın insan hakkında, "اِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًاۙ innehu kane zalumen cehula" buyuruyor. Yani "İnsan pek zâlimdir, pek câhildir" diyor. Âyetde iki te'kîd var, birincisi inne ile başlıyor âyet, muhakkak ki, şübhe yok ki, manâsına. İkinci tekîd de şu. Hem zulüm hem cehâlet mübâlağa sîgasıyla zikrediliyor. Zâlim yerine zalûm, câhil yerine cehûl deniyor. Bu hakîkate işâret ediyor bu âyet. Yine Allah Kur`ân-ı Kerîminde, "وَقَل۪يلٌ مِنْ عِبَادِيَ الشَّكُورُ ve kalîlün min ibâdiye'ş-şekûr" buyuruyor. Yani kullarım arasında, nimetlerimin kadr u kıymetini bilenler, bana hakkıyla şükredenler pek azdır" diyor. Bu da yine aynı hakîkate işâret ediyor.
Haydi işi yarım bırakmayalım, îzâhını da yapalım bu âyetlerin. İnsan niye çok câhil? Çünkü sâhib olduğu kâbiliyetin, hâmil olduğu ilâhî emânetin farkında değil, kendi kıymetini bilmiyor. Kendisini etten kemikden bir varlık zannediyor. İlâhî bir tarafı olduğunun farkında değil. Daha kötüsü bilmediğini de bilmiyor, bilmediğinin farkında değil, onun için cehâleti ileri derecede. Nitekim âyetin baş tarafında Allah şöyle buyuruyor: "اِنَّا عَرَضْنَا الْاَمَانَةَ عَلَى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَالْجِبَالِ فَاَبَيْنَ اَنْ يَحْمِلْنَهَا وَاَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْاِنْسَانُۜ" . Meâli şu : "Biz emâneti göklere, yere, dağlara arz etdik de, onlar bu emâneti yüklenmekden kaçındılar, taşımaya korkdular, yüklenmediler, insan yüklendi" buyuruyor.
Peki niye çok zâlim? Çünkü kendisine zulmediyor insan. Çok büyük imkânları var, istidadları var ama onları kullanmıyor. Yani Allah'ın nimetine karşı nankörlük yapıyor, yaradılış maksadına uygun hareket etmiyor. Bundan daha büyük zulüm de olamaz zâten. Onun için zâlim demiyor, zalûm diyor Allah. Zalûm, zulümde ileri giden demekdir.