Dört Şeyin Kıymetini Bil

20 Mart 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Namaz

HUTBE

Îmân ile kalbleri nûrlanmış, Allahu Sübhânehû ve Teâlâ Hazretlerine ibâdet ve secde ile alınları sürûrlanmış, dünyânın fânî olup âhiretin bâkî olduğuna inanan ve bu kısa hayâtın hisâbını Allah'a vermeyi kabûl eden, Hakk'ın cennetine tâlib, rızâsına râgıb, cemâline âşık olanlar!

Bütün beşeriyyet bir kör kuyuya düşmüş gibidir. Fakat oraya bir ip uzatılmışdır. Bu ip, hablullah olan Kur`ân'dır ve îmândır ve islâmdır. Her kim bu ipe tutunursa o karanlık kuyudan, helâkdan, zulmetden canını kurtarır. Böyle yapmayanlar helâke mahkûm olmuşlardır. Nerden gelip nereye gittiğini, niçin gelip niçin gittiğini arayanlar, bilmiş olsunlar ki, istikbâl,  necât, felâh, îmân ve islâmdadır ve istikbâl bizimdir. Ebedî hayâtda cennetin nimetleri ve cennetin derecâtı bize bahş olunmuşdur. Yani îmân eden mü'minleredir, müslimleredir, Muhammedîleredir. 

Îmân etmeyenler yâhud kitabullahın bazısına îmân edip bazısına îmân etmeyenler, yâhud peygamberler arasında tefrîka çıkaranlar, bazı peygamberlere inanan bazı peygamberlere inanmayanlar, semâvî kitâblardan bazılarına inanan, bazılarına inanmayanlar, bunların kâffesi helâkdadır ve islâmın hâricindedir. 

Elbet ki Tevrat, İncil ve Zebur, hakdır ve gerçekdir, Allah kitâbıdır ammâ nesh olunmuşdur, ref' olunmuşdur, ahkâmı ve emirleri Kur`ân'da cem' olmuşdur. Dört kitâbın ma'nâsı, "lâ ilâhe illallah"dadır. Dört kitâbın ma'nâsı, Kur`ân'dadır. Dört kitâbın ma'nâsı, el-hamdü lillahi rabbi'l-âlemîn, Sûre-i Fâtiha'dadır. Dört kitâbın ma'nâsı, "Bismillahirrahmânirrahîm"dedir. Dört kitâbın ma'nâsı, "Bismillahirrahmânirrahîm"in "be"sindedir. Dört kitâbın ma'nâsı, "Bismillahirrahmânirrahîm"in "be"sinin noktasındadır. Nokta da insandır.

Gök, yer, cennet, cehennem, hisâb, kitâb, melek, felek, arş, kürsî hep insanlar için halk olunmuşdur. Cennet senin için halk olunmuşdur. Cehennem de insan için halk olunmuşdur. Allah'a itâat eden, Allah'a îmân eden, Allah yolundan yürüyenler, onlar, dürüst, müstakîm yoldadır. O yolun nihâyeti rızâya, rıdvâna, cennete gider, cemâlullaha varır. Böyle yapmayanlar da helâk mahkûm olmuşlardır.

İki cihân serveri, sallallahu aleyhi vesellem, sana şu öğütde bulunmuş. İyi düşün, taşın ve bu dört şey gelmeden dört şeyin ganîmet olduğunu bil. Ölüm gelmeden hayâtın kıymetini bil. Ölünce her şey nihâyete ermişdir, defterler kapanmışdır. Ancak sadakât-ı câriyye açıkdır. Yani kendi elinle yaptırıp kendinden sonraya bir hayır bırakdınsa o hayır devâm etdiği müddetçe senin kitâbına sevâblar yazılır. Bire on, bire yetmiş, bire yedi yüz. Yine eğer bir fenâlık yapdınsa, bir kimseyi başdan çıkardınsa, bir memlekete bir kötülük yapdınsa, o kötülük orda icrâ edildiği müddetçe senin günâh defterin kapanmaz. Ölsen dahi kapanmaz, o günah orda işlendiği müddetçe senin günah defterine onun bir misli kayd olur. Acabâ anlatabiliyor muyum?

Ölmeden evvel hayâtın kadr u kıymetini bil. Vaktini ibâdetle, tâatla, Allah'a sevgi ile, Allah'a ibâdetle geçir. Son pişmânlık fayda vermez. Kalbim temiz diyerek namazı terk edenler helâk olmuşlardır. Kalbimiz temiz diyerek fukarâyı mahrûm edenler helâk olmuşlardır. Kalbimiz temiz diyerek yetîm mallarını yiyenler helâk olmuşlardır. Onların yedikleri yetîm malı değildir, cehennem ateşidir. 

İki. Hastalık gelmeden, ki sana mev'ûddur hastalık, sıhhatinin kadr u kıymetini bil. İbâdet ve tâatını icrâ eyle. Birgün gelir, ibâdet ve tâata kuvvetin ve kudretin kalmaz. Çünkü hastalık gelir.

Tabii bunlar, bu konuştuğum sözler, gözlerinde ibret olan, kâinâta ibretle bakan kişiler içindir. Yoksa bakar gibi bakanlar bundan bir şey anlayamazlar. Hastahâneye gider bakar hastaları görür de zanneder ki, yalnız o hastaya hastalık var, kendine yok zanneder. Cenâzenin namazını kılar da, zanneder ki o kişi öldü, kendi ölmeyecek zanneder. Âkil olan kişiler, basdığı yerden ibret alırlar. Basmış olduğun yer, hangi mahbûbun, hangi mahbûbenin dudağıdır ve yanağıdır? Nice pâdişahların kemikleridir? Bizim gibi gelmişler, yaşamışlar, geçmişler. Onun için hastalık gelmeden sıhhatinin kıymetini bil, sıhhatli iken Cenâb-ı Hakk'a ibâdetde bulun. İbâdet ve tâatda, sıhhatli müslüman, hasta müslümandan Allah'a daha sevgilidir. Geçiyoruz.

Fakîrlik gelemeden elinde bulunan servet ü sâmânın kıymetini bil, savurma, isrâf etme. Sıkma da. Bahiller Allah'ın düşmânıdır, cömertler Allah'ın dostudur. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem böyle buyurmuşdur. Cömert ol ama sakın müsrif olma! Bin okka pirinci yedir, bir tânesini bile yere düşürme. Yere düşürürsen eğer, onu da karıncalar yesin diye bırak. Yani hayırlı ol, senin malından kurtlar, kuşlar ve diğer mahlûkât da istifâde etsin. Ama müsrif olma. "إِنَّ الْمُبَذِّرِينَ كَانُواْ إِخْوَانَ الشَّيَاطِينِ İnne'l-mübezzirîne kânû ihvâne'ş-şeyâtîn/Muhakkak ki müsrifler şeytânın kardeşleridir" buyrulmuşdur. Mübezzirler, müsrifler, ömürlerini bedavâya sarfedenler, günâha sarfedenler, mallarını mülklerini içkiye fışkıya sarfedenler, onlar, helâkdadırlar.

Bu sözlerim de yakında zâhir olacak, bunların ma'nâları hak ve hakîkat olacakdır. Fakat o günü gördüğün vakit tövbe etmişsin, dönmüşsün, iş işden geçmişdir. Çünkü tövbe devri çokdan aşmış, tövbe kapıları kapanmışdır. Ölünceye kadar tövbe edebilirsin. Fakat ne vakit öleceğin malûm değildir. Akıllıysan hemen Cenâb-ı Hakk'a dön, Allah'a rücû' eyle ve Rabbine muhtâc olduğun kadar ibâdet et.

İhtiyarlık gelmeden gençliğinin kadr u kıymetini bil. Tahsîl et, oku, san'at öğren, beşeriyyete, insâniyyete hâdim ol. İyi insân ol. Resûl-i Ekrem'e lâyık insan ol. Mâdem Hazret-i Allah'a inanıyorsun, mü'min sıfatı sende, öyleyse ona lâyık olmaya çalış. Yarın öldüğün vakit seni musallâya koyacaklar ve "Bu adamı nasıl biliyorsunuz?" diye soracaklar, halka yalan söyletme! Onlar yalan söyleyerek "İyi biliriz" derler ama senin yaptıklarını düşündükçe bıyık altından da gülerler. Böyle olma sakın ha! İçin, dışın, özün, sözün bir olsun, doğru olsun. Allah seni mağfirete, rahmete, cennete, rızâya, rıdvâna çağırıyor. Vaktini fevt etme, boşa geçirme. İbâdet ve tâatında dâim ol ve kâim ol ki iki cihânda azîz olasın.

Vallahu yed'û ilâ dâri's-selâm ve yehdî men yeşâu ilâ sırâtin müstakîm.

Hazer et çıkma sakın nûr-i hudûd-i Hakk'dan
Namzet olmak ise ger emelin cennete sen
Tâ'atin kurbet-i Hakk bâbına miftâh gibidir
Sâ'ati tâ'ate sarf et eresin vuslata sen

www.muzafferozak.com

Efendi Hazretleri, bu hutbesini, Cuma namazlarını kıldırdığı Kapalıçarşı'daki Câmili Han Mescidinde 22 Temmuz 1983 (11 Şevval 1403) tarihinde îrâd buyurmuşlardır. Efendi Hazretlerinin yayınlanmış bütün hutbelerine şu sayfadan erişebilirsiniz. 
Listeye geri dön