Dostluk ve Muhabbetin Dereceleri

6 Aralık 2015 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, insanın insana dostluk ve muhabbetinde de, insanın Allah'a dostluk ve muhabbetinde de dereceler olduğundan bahisle, makbûl ve kâmil olan dostluk ve muhabbetin isbâtına delîl olan üç şartı şöyle beyân buyurdular :


1. Birini sevmek
2. Onu sevenleri sevmek
3. Onu sevenleri sevenleri sevmek

Aynı şekilde, buğz (düşmanlık) için beyân buyurdukları şartlar da şöyledir :


1. Sevdiğini sevmeyenleri sevmemek
2. Sevdiğini sevmeyenleri sevenleri sevmemek
3. Sevdiğini sevmeyenleri sevmeyenleri sevmek

Bu meseleyi îzâh ederken de şöyle buyurdular : 
Dostun olan kişinin dostunu sevmezsen o kişiye olan dostluğun tam değildir. Dostunun düşmânına düşmân değilsen, yine dostluğun tam değildir. İnsan, dostunun dostuna düşmânlık edemez. Zâten böyle yapan kimseye dost denemez. Zîrâ dostunun dostuna düşmânlık, aynen dostuna düşmânlık gibidir. Dostunun düşmânı ile dost olmanın ise ne kadar büyük suç olduğunu sizin irfân ve iz'ânınıza terk ediyorum.
Bu husûsa bir misâl olarak da buyuruyorlar ki :
Meselâ vatanımızı ve vatanımızı seveni severiz. Vatanımızı sevmeyeni de sevmeyiz. Bu, vatana tam bir muhabbettir. 'Vatanımı severim' diyen kimse, vatanı sevenleri sevmezse veya vatan hâinlerine muhabbet ve yardım ederse, o kimse vatanını sevmiyor demekdir. Hattâ bizzat kendisi de bir vatan hâinidir. 'Allah'ı ve O'nun Resûlünü (aleyhisselam) severim' diyen kimse, Allah'ı ve Resûlünü sevenleri sevmezse, ya da Allah'ın ve Peygamberin (aleyhisselam) düşmânlarını severse, bu kimse Allah'ı ve Resûl aleyhisselamı sevmiş olmaz. Bilakis o, Allah ve Resûl aleyhisselamın düşmânı, içi nifak ile dolmuş bir münâfıkdan başka bir kimse değildir.
Efendi Hazretleri, bu hikmete Kur'ân'daki şu âyetin işâret ettiğini beyân ettiler : 


 قُلْ إِن كُنتُمْ تُحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ اللّهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
 Kul in kuntum tuhibbûnallâhe fettebi'ûnî yuhbibkumullâhu ve yagfirlekum zunûbekum, vallâhu gafûrun rahîm.
 "(Habîbim) onlara de ki, eğer sizler Allah'ı seviyorsanız, hemen bana tâbi' olunuz ki, Allah da sizleri sevsin ve günâhlarınızı bağışlasın. Allah son derece afv edici ve bağışlayıcıdır"
Sûre-i Âl-i İmrân, Ayet 31

Sûre-i Mümtehine'nin ilk âyeti de açıkça bu hikmete işâret etmektedir...

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön