İki koç dövüşüyorlarmış. Kurt da onların dövüşünü yüksek bir tepeden ağzının suyu akarak seyrediyor ve şöyle diyormuş :
"Dövüşün, dövüşün, nasıl olsa biraz sonra yorulursunuz, ben de gelir ikinizi birden yerim"
Muzaffer Efendi Hazretleri bu meseli, müslümanların birlik olacak yerde, vahdeti bozup birbirleri ile didişmelerinin getireceği vahîm netîceyi beyân etmek için lutfetmişlerdi. Maalesef dün olduğu gibi bugün de müslümanlar birlik olamayıp, birbirlerinin kuyusunu kazmakla uğraşıyorlar, düşmanlarımız da iştahla ellerini ovuşturuyor. Efendi Hazretlerinin yüksek seciyyelerine bir misâl olarak şunu da belirtmemiz gerekir ki, O, kendisine muhâlif olan, aleyhinde konuşan, cemaat taassubu ile hareket eden, kendi cemaatinden gayrısını islâmın dışında gören kimselere hiçbir zaman düşmanlık yapmadı, onların aleyhinde konuşmadı, konuşulmasına da rızâ göstermedi, onlara hep müsâmaha gösterdi ve "onlar benim dîn kardeşlerim" diyerek hepsine sâhip çıkdı. Efendi Hazretleri duâlarında da hep "Allahım! Mü'minleri tevhîdin nûru ile birleştir" diye niyâz ederlerdi.