Duâ - 29 Ağustos 1978 - Kadir Gecesi

2 Nisan 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Dua

DUÂ

Sübhâne rabbiye'l-aliyyi'l-a'le'l-vehhâb
Sübhâne rabbiye'l-aliyyi'l-a'le'l-vehhâb
Sübhâne rabbiye'l-aliyyi'l-a'le'l-vehhâb
Bismillahirrahmânirrahîm
Ferdün Hayyun Kayyûm Hakemün Adlün Kuddûs
Ve aneti'l-vücûhi lil Hayyu'l-Kayyûm
Yâ Allah Yâ Rab Yâ Rab Yâ Rab
Ve ilâhüküm ilâhün vâhid lâ ilâhe illâ hüve'r-rahmânü'r-rahîm
Elif-Lâm-Mîm. Allahu lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyu'l-kayyûm

Ey keremine nihâyet olmayan, rahmeti gadabını geçdiğini ilân eyleyen, bâb-ı rahmetine el açanı kapısından boş çevirmeyen, bizim gibi günahkârları, "kul yâ ibâdiyellezîne esrefû alâ enfüsihim lâ taknetû min rahmetillah, innallahe yağfiru'z-zünûbe cemîâ, innehû hüve'l-gafûru'r-rahîm" âyetiyle şâd eyleyen, kapına geldik, boyun bükdük, kereminin cûş u hurûşa geldiğini, lutfunun pâyânı olmadığını, bâb-ı rahmetine el açanı affedeceğini ilân etdiğin için, huzûruna gelip boyun bükdük, biz kullarını affeyle Yâ Rabbi. Habîbin Muhammed'ine bahş eyle Yâ Rabbi. Habîbin Muhammed'inin nazar-ı iltifâtıyla cümlemizi dilşâd, çeşme-i fuyûzât-ı Muhammediyyeden cümlemizi sîrâb eyle Yâ Rabbi. Rûhlarımızı rûh-ı Muhammediyye ile âşinâ eyle Yâ Rabbi. 

Allahım, biz seni kıyâmen zikreyledik, yârın "yevme yekûmü'n-nâsü li rabbi'l-âlemîn"de, cümle mahlûkât-ı ilâhiyye kabirlerinden kalkdığında bizleri zikreyle, affınla şâd eyle, cemâlinle dilşâd eyle, rızâna lâyık olan zümreye dâhil eyle. Biz seni kuûden zikreyledik, o günün şiddet ve dehşetiyle kafatasları içerisinde beyinler kaynadığında, cümle enbiyânın diz bağları sökülüp, diz çökdüğünde, bizleri zikreyle ilâhî, Habîbin Muhammed'e bahş eyle Yâ Rabbi. Bizleri bu kubbe altında cem eylediğin gibi, "yevme tüble's-serâir"de, herkesin ne olduğu meydana çıkdığı ânda, ayıplar okunduğu demde, cümle enbiyâ ve evliyâ yanında defterler okunduğunda bizleri Habîbinin livâsı altına cem u haşr eyle Yâ Rabbi. Senin cemâlini görmeye lâyık bir göze, seni zikretmeye lâyık bir dile, senin kelâmını işitip anlamaya ve ihlâs ile amel etmeye lâyık bir kulağa, seni sevmeye lâyık bir kalbe bizleri mâlik eyle Yâ Rabbi. Sırât-ı müstakîmde sâbit-kadem eyle. Cennetine varan, dîdârını gören, "fî mak'adı sıdkın 'inde melîkin muktedir"e eren zümre-i uşşâka bizleri dâhil eyle Yâ Rabbi. 

Yâ Rab, Hüseyn'in kânı hürmetine, tâ-be-seher gözlerine hâb-ı gaflet girmeyen, Allah Allah diye seni zikreden ciğerleri yanık âşıklar hürmetine, ilâhî bizleri buradan mahrûm gönderme, Habîbin Muhammedine bahş eyle Yâ Rabbi. Yâ Rab, şekâvetimizi saâdete kalb eyle. Ahlâk-ı zemîmelerimizi ahlâk-ı Kurâniyye'ne tahvîl ü tebdîl eyle. Ahlâk-ı rezîlelerimizi, ahlâk-ı Muhammedî'ne tahvîl eyle Yâ Rabbi. 

Yâ ilâhe'l-âlemîn, yâ hayra'n-nâsırîn, yâ mücîbe's-sâilîn, zâhirlerimizi şerîat-i garrâ-i Ahmediyyenin nûruyla pür-nûr, bâtınlarımızdan hubb-ı sivâyı ihrâc, gönüllerimizi aşkullah, muhabbetullah, muhabbet-i Resûlillah, muhabbet-i veliyyullah ile tezyîn eyle Yâ Rabbi. 

Yâ Rab, "fe men ya'mel miskâle zerretin hayran yerah" ile sevindirdin, "ve men ya'mel miskâle zerretin şerren yerah" âyetiyle bizleri korkutdun, tahvîf eyledin, Allahım, Rabbim, senin kapına yüz sene sırtını çeviren, san aşirk koşan, her türlü isyâna ve nisyâna cesâret eden kimseleri affetmen muhakkak, biz senin kullarınız, âşıklarınız, Habîbinin ümmetiyiz, bu akşam bizi buradan mahrûm gönderme Yâ Rabbi. Yâ Rab, bir kerre "Allah" diyene "Lebbeyk" dersin, zîrâ Kitâb-ı Kerîminde vaadeyledin, "fezkürûnî ezkürküm", Yâ Rabbi biz seni hep zikreyleriz. Taklîdlerimizi tahlkîke inkılâb etdir, aşkımızı ziyâde kıl, tâatına mahkûm eyle, tâatından zevk ver, tâatından lezzet duyan zümre-i uşşâka bizleri dâhil eyle Yâ Rabbi. Allah diyenler hürmetine, Allah'ı sevenler izzetine, cümlemizi nârından âzâd eyle Yâ Rabbi. Bu gecenin fazîletine erdirmek ve cennetine dâhil etmek, mazhar-ı zât eylemek lutfuna erişdir Yâ Rabbi. 

Yâ Rab, okunan hatemât-ı Kurâniyyeyi ve evrâd u ezkârı, tutulan oruçlarımızı, kılınan namazlarımızı, terâvihlerimizi, sünnetlerimizi, vâciblerimizi ve noksan yapmış olduğumuz ibâdet u tâatımızı yüzümüze kıyâmet gününde vurma ve kabûl eyle Yâ Rabbi. Okunan hatemât-ı şerîfeleri kelimesinde, harfinde, harekesinde noksanlıklarımızı affederek ve özrümüzü kabûle ederek kabûl eyle Yâ Rabbi. Hâsıl olan ecr ü sevâbı evvelen bizzât hâce-i kâinât, hulâsa-i mevcûdât, "lî maallah" sırrının şâhı, "lâilâheillallah" Kelime-i Tayyibesinin kâili ve muallimi olan, efdalü'l-enbiyâ, resûl-i Kibriyâ, melce-i fukarâ, enîsü'd-duâfâ, "vemâ rameyte iz rameyte velâkinnallahe ramâ" âyetiyle tevhîd-i efâl, "lekad câeküm resûlün min enfüsiküm azîz, aleyhimâ anittüm harîsun aleyküm bi'l-mü'minîne raûfu'r-rahîm" âyetiyle tevhîd-i sıfat, "fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ" sırrıyla tevhîd-i zât eylediğin Habîb-i zîşânın, "innellezîne yübâyiûneke innemâ yubâyiûnallah, yedullahi fevka eydîhim" âyetiyle Habîbine yapılan bîatın zât-ı ulûhiyyetine olduğunu ilân eyledin ilâhî, o habîbinin, mahbûbunun, mergûbunun, abdüke'l-mustafa ve resûlike'l-müctebâ, şemsi'd-duhâ, bedri'd-dücâ, nûrü'l-verâ, fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ, resûlü's-sekaleyn, imâmü'l-harameyn, ceddü's-sıbteyn, resûlen, beşîran, nebiyyâ, ebtahiyyen, kureyşiyyen, arabiyyâ ve sirâcen münîrâ, rûhiyyen, rûhâniyyen, takiyyen nebiyyâ ve sirâcen münîrâ olan Habîb-i Ekrem'inin ravza-i ıtrnâk-i Muhammediyyelerine hediyye etmek cüretinde bulunduk, kabûle karîn eyleyip, rûh-ı Seyyidü'l-enâm'ı cümlemizden hoşnûd u râzı ve haberdar eyle Yâ Rabbi. Âlem-i dünyâda ziyâreti, ravzsına vararak, beyne'l-mihrâb ve'l-minber, cennet bahçesinden bir bahçe olduğunu ilân eylediği, Habîbin ilân eyledi, yüzlerimizi gözlerimizi sürerek, "es-salâtü ve's-selâmu aleyke Yâ Resûlallah, es-salâtü ve's-selâmu aleyke Yâ Habîballah, es-salâtü ve's-selâmu aleyke Yâ Seyyide'l-evvelîne ve'l-âhirîn" diyerek, "Meded Yâ Resûlallah", "Şefâat Yâ Resûlallah" diye yalvarmak, "Ey ümmetim, beni ziyâret eyledin, şefâatim sana vâcibdir, şefâat eyledim sana" dediği zümreye bizleri dâhil eyle Yâ Rabbi. Âlem-i menâmda gül-cemâlinin müşâhedesine, iltifâtına nâil eyleyip, âlem-i âhiretde cümle mahlûkât-ı ilâhî bin bir ayak bir ayak üzerine cem olduğunda, kafataslarında beyinler kaynadığında, gözler yerlerinden uğradığında, mazlûm zâlimin yakasına sarıldığında, defterler okunup cümle günahkârlar rezîl rüsvây olduğunda, ol Habîb-i Hudâ, Şefî'-i Rûz-i Cezâ, Habîbin, Mahbûbun, Muhammedin, taht-ı arşa vararak, sürâdaka-i mahşerde, "Yâ Rab, Hasanım, Hüseynim, Fâtımam, Rukiyyem, Zeynebim, İbrâhimim, Abdullahım fedâ, ille ümmetî, ille ümmetî" dediği vakitde, "irfa' re'sek Yâ Muhammed, Yâ Resûl, Ey benim resûlüm, mübârek başını secdeden kaldır, şefâatin makbûldür. Kitâb-ı Kerîmim ile sana, "ve le sevfe yu'tîke rabbüke fe terdâ" âyetiyle sana vaad eyledim, sana ümmetini bağışladım, sana ümmetini verdim, istediğini al, şefâat eyle" dediği vakitde, Fahr-i Risâlet önümüzde, arkasında bizler, cennete selâmetle dâhil olan zümreye dâhil eyle Yâ Rabbi. 

Ve sâir enbiyâ-i izâm ve rusul-i fihâm aleyhimü's-salavâti'r-rahmân ve minke ve min Nûhin ve İbrâhîme ve Mûsâ ve Îse'bni Meryem ve cemî' enbiyâi ve'l-mürselîn ve'l-evliyâi ve's-sâlihîn, Hamse-i Âl-i Abâ, Aşere-i Pür-vefâ, Ashâb-ı Suffa, Ashâb-ı Bedir, Ashâb-ı Uhud, Ashâb-ı Hendek ve Şühedâ-i Kerbelâ, hâssaten Yâr-ı Gâr-ı Refîk el-mülakkabü bi'l-atîk, Seyyidinâ emîre'l-mü'minîn Ebâbekir Sıddîk Efendimiz Hazretlerinin ervâh-ı kudsiyyelerini haberdar eyle Yâ Rabbi. Ol Abdü'l-Vehhâb, mücavirü'l-minberi ve'l-mihrâb, el-mezkûrü fi'l-kitâb, hakkında, "Benden sonra nebî ba's olunsaydı Ömer ibn Hattâb gelirdi" denilen, 
 fâtih-i İran, fâtih-i Rûm, fâtih-i Mısır, üç aylık yoldan, "Yâ Sâriye el-cebel!" diyerek ordularına emir veren, emîre'l-mü'minîn Ömer ibnü'l-Hattâb Hazretlerinin rûh-ı pâklerine hediye etdik, Rabbim sen îsâl eyleyip rûh-ı Ömer'i cümlemizden hoşnûd u râzı, himem-i rûhâniyyetlerini üzerimize sâyebân, vatanımız üzerine sâyebân eyle Yâ Rabbi. Adâlet-i Ömer'i tecellî etdir Yâ Rabbi. 

Yâ Rabbi Hüseyn'in kânı hürmetine, Kerbelâ'da başsız yatan Ehl-i Beyt'in cesedleri hürmetine, masûm Ehl-i Beyt'in hürmetine, "el-ateş el-ateş!" diyen Aliyye'l-Asgar'ın feryâdı hürmetine ilâhî ehl-i islâmı şâd eyle. 

Ol Abdü'l-Mennân, sâhibü'l-hayâu ve'l-îmân, câmiu'l-Kur`ân, eş-şehîdü fî hâli's-sıyâm fî şehri Ramazân hîne tilâveti'l-Kur`ân, Osmân ibn Affân Efendimiz Hazretlerinin ervâh-ı kudsiyyelerine vâsıl eyle Yâ Rabbi. Rûhaniyyetlerini cümlemizden hoşnûd u râzı eyle Yâ Rabbi.  

Ol garîk-i bahr-i belâ, sâhib-i Kevser, fâtih-i Hayber, Aliyyin, Sahiyyin, Vefiyy, vâris-i ulûmü'n-Nebevî, zevc-i Fâtimeti'z-Zehrî, "Yâ Ali ente seyyidü'l-Arab, ene seyyidü'l-âlem" ve fî hadîsin âhar, "ene medînetü'l-ilm ve Aliyyün bâbuhâ", "Yâ Ali, ente bi menzileti Hârun" hadîsiyle ve nice hadîsleriyle şerefini ilân eylediği, Esedullahi'l-Gâlib, Ali ibn Ebî Tâlib Efendimiz Hazretlerinin rûh-ı pâklerini haberdâr eyleyip, cümlemizden hoşnûd u râzı, himem-i rûhâniyyetlerini ehl-i islâm üzerine sâyebân eyle Yâ Rabbi. Zülfikârın şiddetiyle küffâr-ı hâkisârı kahr u tedmîr eyle Yâ Rabbi. 

Ehl-i Bedr'in rûhâniyyetini üzerimize sâyebân eyle Yâ Rabbi. Densizlerin, dînsizlerin, donsuzların şerrinden bizleri hıfz u emîn eyle. Ehl-i islâmı herhâlde, "ve yensurakallahu nasran azîzâ" sırrına mazhar eyle Yâ Rabbi. "

"Fâtıme bid'atün minnî" hadîsiyle, "Fâtıme benim parçamdır" dediği Fâtıme Annemizin ve zürriyyet-i Muhammediyyenin kendisinden zuhûra geldiği Hatîcetü'l-Kübrâ Vâlidemizin ve Âişe-i Sıddîkâ Vâlidemizin ve diğer ezvâc-ı tâhirâtın, Ehl-i Beyt-i Resûlillah, Ashâb-ı Resûlillah, Ensâr-ı Resûlillah, Mihmandâr-ı Resûlillah, Mukarreb-i Resûlillah, Muhibb-i Resûlillah, muhibb-i hânedân-ı Ehl-i Beyt ve bilcümle uşşâkın rûhlarını haberdâr eyle Yâ Rabbi. 

Hâssaten Mihmandâr-ı Resûlillah el-mücâhidü fî sebîlillah, Hâlid ibn Zeyd Ebâ Eyyûb el-Ensârî ve nefeanallahu bi şefâatihi Efendimiz Hazretlerinin rûh-ı pür-futûhlarını haberdâr eyle Yâ Rabbi. 

Ve cemî' ashâb u ensâr, tâbiîn, tebe-i tâbiîn, Hayru't-Tâbiîn Üveys el-Karanî, Hasenü'l-Basrî, Habîb-i Acemî, Dâvûd-i Tâî, Marûf-i Kerhî, Süreyr-i Sakatî, Cüneyd-i Bağdâdî, Bazullahi'l-Eşheb Cenâb-ı Abdülkâdir, Seyyidinâ Ahmed er-Rıfâî, Ahmed el-Bedevî, İbrâhim ed-Düssûkî, Hasen Şâzelî, Sadeddîn Cibâvî, Ebü'l-Medyen Magribî, Muhyiddîn İbn Arabî, Mevlânâ Celâleddîn Rûmî, Hacı Hünkâr Velî, Muhammed Bahâaddîn Nakşibendî, Şeyh Şabân Velî, İbrâhim Gülşenî, Sünbül Sinân Velî, Hacı Bayram Velî, Seyyid Yahyâ Şirvânî, Pîr Muhammed Molla Erzincânî, Cemâlü'l-Halvetî, Abdüsselâm-ı Şeybânî, Şeybân-ı Râî, Abdüsselâm-ıu Esmer ve üçler, yediler, kırklar, yetmişler, dört yüzler, yedi yüzler, Medîne velîlerinin, Mekke velîlerinin, Şâm ve Bağdad velîlerinin, Türkistan velîlerinin, Horasan velîlerinin, Rûm velîlerinin, Mağrib velîlerinin rûhlarını haberdâr eyle Yâ Rabbi. Rûhâniyyetlerini üzerimize sâyebân eyle. Vatanımızı her türlü âfât-ı semâviyyeden ve  aradiyyeden mahfûz eyelyip, himem-i rûhâniyyetleriyle vatanımızı hıfz eyle Yâ Rabbi. 

Ehl-i islâmın gönüllerini nûr-ı tevhîd ile münevver eyle Yâ Rabbi. Yâ Rabbi, tabakât erenlerinin, şehîdlerin, gâzîlerin, masûmların, bîkeslerin, garîblerin, bâhusûs Huzûr-ı Aliyyelerinde halkabend olduğumuz Kutbü'l-ârifîn, Gavsü'l-vâsılîn, Hâteme'l-müctehîdin, sâkî-i aşk-ı ilâhî, vâris-i Hayder-i Kerrâr, Cenâb-ı Pîr-i destgîr, Muhammed Nûreddîn Cerrâhî kaddesallahu sırrahu't-tecelliyâtü'l-fettâhî Efendimiz Hazretlerinin ve derûn-i türbede medfûn bulunan bilcümle eizze-i kirâm hazerâtının, mürşidim selefim şeyhim es-seyyid İbrâhim Fahreddin Şevkî Halvetî Efendimin, Seyyid Nizâm ve Seyyid Seyfullah, Ramazân-ı Mahfî, Ali el-Köstendilî, Merkez Muslahaddîn Velî, Ebussuûd Efendi'nin, Kemalpaşazâde'nin ve cemî ulemâ-i âmilîn, Yahyâ-i Beşiktâşî, Abdullah-ı Rûmî, Karabaş Velî, Hasan Hüsâmeddin Uşşâki, İdris Muhtefî, Telli Baba'nın, Sofu Baba'nın, Dolmabahçe haziresinde yatan bilcümle ehl-i îmânın, Tekfur Sarayının dibinde yatan şehîdin ve cemî âşıkânın, sancakdarânın, bâciyânın, ashâb-ı birr ü ihsânın, meczûbânın, âşıkânın, cemî dervîşânın, mine'l-meşârık ile'l-megârib tahte't-türâb kâffeten âmme cemî ehl-i tevhîdin rûhlarını haberdâr eyle Yâ Rabbi. 

Hâssaten Hacı Hafız Ahmed Efendi'nin, Hacı Hâfız Hanîfe Hanım'ın rûhlarına hediye eyledik vâsıl eyle Yâ Rabbi. Ahmed Efendi'nin, Abdullah Efendi'nin, Şerif Kaya'nın, Fâtıme Hanım'ın, Recâi Efendi'nin, Mustafa, Ali, Fatıme, Hatîce, Mehmed, Ahmed, Ali, Hulkiye Hanım, Mehmed, Ahmed, Hatîce, Fehime, Fâtıme, Hediye, Rukıye ve sâir aynı âileden olup defter-i îmânda mukayyed bulunan ehl-i îmânın, Mehmed Efendi, Hâşim Efendi, İsmâil Efendi, Zehrâ Hanım, Seniye Hanım, Kadriye Hanım ve bu âileden âhirete göçüp isimleri defter-i îmânda mukayyed bulunan ehl-i îmânın, Zekeriyyâ, Pembe, Ayfer, Muharrem, Fâtıme, Râsim, Şevki, Hürriyyet, İbrâhim, İsmâil, Fâtıme kullarının, Ahmed, Sâdık, Sâlih, Âdem, İbrâhim, Kıymet, Hanîfe, Elif kullarının ve sizlerin ve bizlerin ümmehât ü ceddâd akrabâ ü taallukâtımızdan....

Yâ Rabbi sana adres vermiyoruz, fakat ibret olsun, şu ölenleri görüp, işitip ibret almayanlar, onlar ibret alsınlar için okuduk Yâ Rabbi, bunlar da insanlardı bizim gibi, yediler,içdiler, dünyâda çekişdiler, sevişdiler, hepsi çekilip gitdiler, yakın bir zamanda biz de bunların hâline gireceğiz, bunları düşünmek üzere okudum bu isimleri, yoksa Allahu Teâlâ Hazretleri biliyor hepsini, binâenalâzâlik hemen tövbekâr olup, Ramazan'dan sonra sakın günaha dönmeyiniz. Allah'a kulluk ediniz. Kıyâmet çok yakındır. Kıyâmet denen ölümümüz vardır, gence ihtiyara bakmaz. Hemen Cenâb-ı Hakk cümlemize îmân nasîb eylesin.

Yâ Rab, sizlerin ve bizlerin ümmehât ü ceddâd akrabâ ü taallukâtımızdan mine'l-meşârık ile'l-megârib tahte't-türâb kâffeten âmme cemî ehl-i tevhîdin rûhlarına vâsıl eyle Yâ Rabbi. 

Hâssaten Şeyh Şaban Velî, Mustafa Çerkeşî, Ali Beypazarî, İbrâhim Kuşadalı, Ömer Halvetî, Hacı Bekir Efendi, Ahmed Amîş Efendi, Muhammed Kayserî, Ahmed Tâhir Marâşi, Süleyman Evranosoğlu ve pederim hacı ve hoca Şeyh Mehmed Efendi'nin, annem Hacı Ayşe Hanım'ın, kızkardeşim Hikmet Hanım'ın, birâderlerimin ve muhârebede ölen şehîd amcalarımın, dayılarımın, sülâlemden îmân ile göçenlerin, üstâdlarımın, Hacı Süleyman Efendi'nin, Hüsrev Efendi'nin, Sâmi Efendi'nin, diğer Sâmi Efendi'nin, Şâkir Efendi'nin, Osman Efendi'nin, Makbûle Hanım'ın, Muhammed Râsim Efendi'nin, hocam Açıkbaş Mustafa Efendi'nin ve cemî ulemâ-i âmilîn, kurrâ-i kâmilîn, huffâz, tullâb, nevverallahu merâkıdehüm ve ceâle'l-cennete mesvâhüm hazerâtının, mine'l-meşârık ile'l-megârib tahte't-türâb kâffeten âmme, Nefîse Hanım'ın, Hacı Rüşdü Efendi'nin, Gülsüm Hanım'ın, diğer Gülsüm Hanım'ın, üzerimizde hakkı olanların, bilerek bilmeyerek haklarını gasb etdiğimiz ibâdullahın, bizi duâdan unutma diyen dîn kardeşlerimizin, komşularımızdan, ihvân u yârânımızdan, arkalarından konuşup haklarına tecâvüz etdiğimiz ehl-i îmânın, cümlesinin rûhlarını şu sofra-i Kur`âniyyeden ve okunan tevhîdlerden ve salavât-ı şerîfelerden ve hatemât-ı şerîfeden hissedâr eyle Yâ Rabbi. 

Bizler dahi onların hâlleriyle hâllendikde sekerât-ı mevtimizi âsân, son kelâmımızı Kur`ân-ı Mecîd, Kelime-i Tevhîd eyle Yâ Rabbi. Âhir âkıbetimizi hayreyle Yâ Rabbi. Son kelâmımızı Kur`ân-ı Mecîd Kelime-i Tevhîd eyle Yâ Rabbi. Yâ Rab başlarımız ecel yastığına konduğunda, gözlerimizden hasret yaşları döküldüğünde, doktorlar bizden el çekdiğinde, evladlarımız yetîm kaldığında, âilelerimizi dul bırakdığımızda, annelerimiz saçlarını, babalarımız sakallarını yolduğu demde, yok dediklerimiz meydana çıkdığında, var dediklerimiz yok olduğunda, gözlerimizden perdeyi çâk eylediğinde, esteîzübillah, "innellezîne kâlû rabbünallahu sümme'stekâmû tetenezzelü aleyhimü'l-melâiketü ellâ tehâfû velâ tahzenû ve ebşirû bi'l-cennetilletî küntüm tûadûn" âyet-i kerîmesinde müjdeci melekleri göndererek, "Ey mü'min, korkma, mahzûn olma, bırakdıklarına üzülme, gitdiğin yerden de korkma! Bak âgûş-ı Muhammedî sana açıldı, pîrin bekliyor, cennetin kapıları senin için açıldı, cemâlullaha vuslat var senin için" dediğin zümreye bizleri dâhil eyle Yâ Rabbi. Yâ Rabbi, o demde çenelerimizi kilitleme, dillerimi tutma, "Allah Allah" nidâlarıyla, "Allah Allah" isimleriyle, "Lâilâheillallah" Kelime-i Tevhîdiyle can vermek nasîb ü müyesser eyle Yâ Rabbi. Âhir kelâmı "lâilâheillallah" olanın dâhil-i cennet olacağını Peygamber haber verdi, Yâ Rabbi o ânda, "Yâ eyyetühe'n-nesü'l-mutmainne, irciî ilâ rabbiki râdıyeten merdıyye, fedhûlî fî ibâdî, vedhulî cennetî" âyet-i kerîmesini duyan ce cemâlullahı gören zümre-i uşşâka dâhil eyle Yâ Rabbi. Ölümün şiddetinden, kabrin vahşetinden, mahşerin dehşetinden, cehennemin nârından, mahşer meydanında rezîl olmakdan cümlemizi hıfz u emîn eyle Yâ Rabbi. 

Yâ Rabbi adlinle değil affınla muâmele eyle. Yâ Rabbi verdiğin nimetlere şükredemedik, bizi taş etmedin, sana isyân etdik, bizim başımıza taş yağdırmadın, bizi taş etmedin, rızkımızı kesmedin ilâhî, rahmetin cûş u hurûşa geldi, şu yere toplandık, ilâhî bu gece Leyle-i Kadir, Kur`ân'ın nüzûl etdiği, şifâ olan Kur`ân'ının nüzûl etdiği gece Yâ Rabbi, Habîbin Muhammed hürmetine, Kur`ân'da gizli olan İsm-i A'zam'ın hürmetine  cümlemizi affeyle Yâ Rabbi. Adlinle değil affınla muâmele eyle Yâ Rabbi.

Vatanımıza selâmet ver. Ehl-i islâmın âsîlerini ıslâh eyle. Islâha kâbiliyyetleri olanları ahd-i karîbde ıslâh eyle, ıslâha kâbiliyyetleri olmayanları da kahr u tedmîr eyle Yâ Rabbi. Yâ Rabbi, nûr-ı tevhîdi cümlemizin gönlüne vaz eyle. Gözlerimizle cemâl-i Muhammed Mustafâ'yı görelim, âlem-i menâmda iltifâtına mazhar olalım, yevm-i kıyâmetde şefâatiyle şâd olalım Yâ Rabbi.

Yâ Rabbi, buradan dağılmadan cümlemizi mağfûrîn zümresine ilhâk eyle, cümlemizi nârından âzâd eyle. Cennetinde cevelân eden hûri gılmân hürmetine, levh ü kalem hürmetine, Merve, Zemzem hürmetine, Kudüs ü Kabe hürmetine, bârigâh-ı ehadiyyetine açılan günahsız eller hürmetine, senin haşyetinle bükülen beller hürmetine, senin dînin için dökülen kanlar hürmetine, dökülen terler hürmetine, ulemânın midâdı hürmetine, şühedânın kânı hürmetine, âşıkların gözyaşı hürmetine, Habîbine olan aşkın hürmetine, Kur`ân'ın hürmetine Yâ Rabbi, duâmızı kabûl eyleyip cümlemizi şâd eyle Yâ Rabbi. 

Nice seneler berhayât olup rızâ-yı şerîfini kazanan zümreye dâhil et Yâ Rabbi. "el-vedâ', el-firâk" diyen Ramazan-ı mağfiret-nişânı cümlemiz hakkında şefî' eyle Yâ Rabbi, şikâyetinden emîn eyle Yâ Rabbi. Kadrini bilmedik Yâ Rabbi Ramazan'ın, kadrini bilemedik Yâ Rabbi, anlayamadık Yâ Rabbi,  Yâ Rabbi kusurlarımızı itirâf ediyoruz, affeyle, şefâatine nâil eyle yâ Rabbi, şikâyetinden emîn eyle Yâ Rabbi. 

Yâ Rabbi, hulûliyle müşerref olacağımız 'Iyd-i Mübârek'i cümlemiz hakkında müteyemmen ü mübârek, ehl-i islâmı şâd eyle Yâ Rabbi. Ehl-i islâmı "Lâilâheillallah" hürmetine azîz eyle Yâ Rabbi. Cümle Ümmet-i Muhammed'i, mü'minleri şâd eyle Yâ Rabbi. Yâ Rab, duâlarımızı kabûl eyle Yâ Rabbi. Ordumuzu mansûr u muzaffer eyle Yâ Rabbi. Düşmanlarımızı makhûr u tedmîr ü perîşân eyle Yâ Rabbi. Hakkımızda kurmuş olduğu hîle ü desâisi kendi başlarına ma'kûs eyle, cemiyyetlerini darmadağın eyle Yâ Rabbi. 

Bi hürmeti Tâhâ ve Yâsîn ve bi hürmeti Âl-i Yâsîn ve selâmün ale'l-mürselîn ve âlihim ve'l-hamdülillahi rabbi'l-âlemîn. Kabûl-i niyâz, El-Fâtiha!

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön