Duâ - Kâdirîhâne - 16 Mart 1971

19 Ağustos 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Dua

DUÂ

Sübhâne rabbiye'l-'aliyyi'l-a'lel Vehhâb. Elhamdülillahi Rabbi'l-'âlemîn. Ve'l-'âkıbetü li'l-müttakîn. Ve lâ 'udvâne illâ 'ale'z-zâlimîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü 'alâ resûlinâ ve şefî'inâ ve kurretü a'yüninâ Muhammedin sallallahu 'aleyhi vesellem ve âlihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve ashâbihî ecma'în.

Ey istediğini istediği vakitde veren ve istediği vakitde almak kudretine mâlik bulunan, yerlerin ve semâvâtın ve ardın içinde olan, bilinen ve bilinmeyen âlemlerin Rabb'i ve Rezzâk'ı ve Mâlik'i olan Allah. Dergâh-ı mecd-i ulûhiyyetine el açdık, boyun bükdük, içimizde zâtına ve cemâline âşık olanlar var, Muhammed'ine bende olup, Ehl-i beyt-i Mustafâ uğruna başını verecek âşıkân, sâdıkân, hepsi dergâh-ı mecd-i ulûhiyyetinde toplandı, bu aşk meydânında bağırlarını ve göğüslerini açdılar, senden rahmet, merhamet, muhabbet bekliyorlar. 

Kitâb-ı Kerîminde "fezkürûnî ezkürküm" buyurdun, işte seni zikreyledik kıyâmen, yarın "yevme tüble's-serâir"de, "yevme yekûmü'n-nâsü li rabbi'l-'âlemîn"de cemî mahlûkât kıyâm etdiği vakitde, bizleri unutma, habîbin Muhammed'le sevişdir, civârında iskân, yed-i envereyn-i Ahmediyyeden ve yedi-i Hader-i Kerrâr'dan cümlemizi sîrâb eyleyüp, nazar-ı iltifât-ı Muhammediyye ile dilşâd eyle yâ Rabbi. 

Yâ Rab seni kûudden zikreyledik. Kitâb-ı Kerîminde, "ellezîne yezkürûnallahe kıyâmen ve kuûden ve 'alâ cünûbihim" buyuruyorsun, kuûden zikreyledik, yarın yevm-i kıyâmetin şiddet ve dehşetiyle, zâlimler titreyerek, yılanlar gibi yüzlerini yere sürdüğü vakitde, âşıkân arşın gölgesinde Livâ-yı Hamd altında mesrûr olduğu anda, cemî enbiyâ azametinle, celâlinle diz çökdüğü vakitde, bizleri zikreyle, unutma, habîbin Muhammed'e, Hüseyn'in kânı hürmetine Hüseyn'e bahşeyle Yâ Rabbi. 

Yâ Rab biz seni "alâ cünûbihim" zikreyledik. Yâ Rab yarın mahşerin kapısı olan, dünyânın ahir menzili, âhiretin ilk menzili olan kabirde bizi yan üstü koyacaklar, bizi lahdimizde zikreyle. Elbet ki unutmazsın, zikredeni zikredersin. Sana karşı yürüyerek gelene sen koşarak gelirsin. Sen seksen sene, yüz sene sana şirk koşanı, sana âsî olanı, bir kerre Allah demekle affedersin. Rahmetine nihâyet yok, keremin bî-pâyândır Yâ Rabbi. Biz âşıkânız, sâdıkânız, günahkârız, âsîyiz ammâ bende-i Ehl-i Beyt-i Mustafâ'yız, Hüseynîyiz, Muhammedîyiz, bizi affetmemek şânına yakışır mı, elbet ki affedeceksin. Kişi sevdiği ile haşrolur, bizi sevdiklerimizle haşr eyle yâ Rabbi. 

Yâ Rab, gönüllerimizi aşkınla, şevkinle, muhabbetinle memlû, yüzlerimizi nûrunla pür-nûr, gönüllerimizi muhabbet-i Muhammediyye ile mesrûr eyle yâ Rabbi. Hakkı görecek bir göz, hakkı duyacak bir kulak, hakka gidecek bir ayak, hakkı tutacak bir el, seni sevecek bir kalb ihsân eyle yâ Rabbi. Kalbimizi zikrullah ile tathîr, ilhâmât-ı rabbâniyyeni havâle, rûhlarımızı rûh-i Muhamediyye ile âşinâ eyle. Cümlemizin âhir u âkıbetini hayreyle yâ Rabbi. Ehl-i İslâm'ı şâd eyle yâ Rabbi. Dîn ü millet vatan u devlet uğruna çalışanları iki cihânda azîz, ordumuzu ehl-i küfür üzerine gâlib eyle yâ Rabbi. Âşıkân, sâdıkân hürmetine, tâ-be-seher gözlerine hâb-ı gaflet girmeyen, senelerce senin aşkınla ciğerleri büryân, dîdeleri giryân olan âşıkân hürmetine, dergâh-ı mecd-i ulûhiyyetine açılan günahsız eller hürmetine, senin huzûrunda acz ile bükülen beller hürmetine, i'lâ-yı kelimetullah için kanlarından kendilerine kefen biçen şühedânın kânı hürmetine, bâhusûs zâlime karşı el kaldıran, Cenâb-ı mahbûb-i Resûl-i Rabbü'l-âlemîn Hüseyn-i deşt-i Kerbelâ'nın rûhunu haberdâr eyle yâ Rabbi. Cümlemizden hoşnûd u râzı eyle yâ Rabbi. Şühedâ-yı Kerbelâ hürmetine bizleri burdan boş çevirme yâ Rabbi. Şekâvetimizi saâdete kalb eyle. Taklîdlerimizi tahkîke inkılâb etdirüp bizleri şâd eyle. Kendine kul, habîbine ümmet, sırât-ı müstakîmda sâbit-kadem eyle, habîbin Muhammed'e bahşeyle yâ Rabbi. 

Yâ Rabbi, okunan evrâd u ezkârı, izhâr eylediğimiz aşkı, aşkımızı ve zikrullah ile dökdüğümüz terimizi mîzânına vaz eyle yâ Rabbi. Boşa çıkarma yâ Rabbi. Yâ Rabb, okunan hatemât-ı şerîfeyi ve yapılan evrâd u ezkârı, muhabbetullahı sezen kalbin acımasını ve iniltisini dahi dergâh-ı mecd-i ulûhiyyetinde kabûle karîn eyleyüp bizleri şâd eyle yâ Rabbi. 

Hâsıl olan ecr ü sevâbı, evvelen ve bizzât, hâce-i kâinât, hulâsa-i mevcûdât, serdefter-i mahlûkât, abdük'el-mustafâ ve resûlike'l-müctebâ, emînühü'l-muktedâ, şemsi'd-duhâ, bedri'd-dücâ, nûrü'l-verâ, fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ, resûlü's-sekaleyn, imâmü'l-harameyn, ceddü's-sıbteyn, resûlen, beşîran, nebiyyen, ebtahiyyan, kureşiyyen, arabiyyâ ve sirâcen münîrâ olan efdalü'l-enbiyâ, resûl-i kibriyâ, mahbûb-i Hudâ, nûrun, mahbûbun, matlûbun, Muhammed Mustafâ, sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerinin ravza-yı ıtırnâk-i Muhammediyyelerine tarafımızdan fakîrâne, dervîşâne, hediyye etmek cüretinde bulunduk, Resûlullah'ı haberdâr eyleyüp, kulluğumuzu indinde ve ind-i Pîr'de mergûb ve mahbûb eyle. Nazar-ı iltifât-ı Ahmediyyenle cümlemizi dilşâd eyle yâ Rabbi. Rûhlarımızı rûh-i Muhammedinle âşinâ eyle. Rûhlarımızı rûh-i habîbinle tanışdır, sevişdir,  bizi Muhammedinden ayırma yâ Rabbi. Bir nazar-ı iltifâtı ile cümle ehl-i islâm şâd olacak, bunu biliyoruz, habîbinin muhabbetini bizlere celb eyle yâ Rabbi. 

Ve sâir enbiyâ-ı ızâm ve rusul-i fihâm, aleyhimü's-salâvâti ve's-selâm, ve minke ve min Nûhin ve İbrâhîme ve Mûsâ ve Îse'bni Meryem ve cemî enbiyâi ve'l-mürselîn, bâhusûs ebeveyn-i Resûlillah Cenâb-ı Hazret-i Âmine ve Abdullah radıyallahu anh, hamse-i âl-i abâ, aşere-i pür-vefâ, ashâb-ı suffa, ashâb-ı bedr, ashâb-ı uhud, ashâb-ı hendek ve şühedâ-i Kerbelâ, İmâm-ı Hasen-i Müctebâ ve İmâm-ı Hüseyn-i mazlûm-i şehîd-i Kerbelâ ve cemî şühedâ-i Kerbelâ ve muhibb-i hânedân-ı Resûlillah-i Rabbi'l-âlemîn, cemî muhibbânın rûhlarını haberdâr eyle yâ Rabbi. Cemî ashâb u ensâr, tâbiîn, reîsü't-tâbiîn Üveys el-Karanî, Hasan-ı Basrî, Habîb-i Acemî, Marûf-i Kerhî, Süreyr-i Sakatî, Cüneyd-i Bağdâdî, Bazullahil'l-Eşheb Cenâb-ı Abdülkâdir, kaddesallahu sırrahu'l-âlî Efendimiz Hazretlerinin ervâh-ı mukaddeselerini de haberdâr eyle yâ Rabbi. Kendilerini cümlemizden hoşnûd u râzı eyleyüp, himem-i rûhâniyyetlerini üzerlerimize sâyebân eyle Yâ Rabbi. Cenâb-ı Ahmed er-Rıfâî, Ahmed el-Bedevî, İbrâhim Düssûkî, Hasan-i Şâzelî, Sadeddin Cibâvî, Ebû Medyen Magribî, Muhyiddîn İbn Arabî, Mevlânâ Celâleddîn Rûmî, Hacı Hünkâr Velî, Hacı Bayrâm Velî, Muhammed Bahâeddîn Nakşbendî, bâhusûs huzûr-i aliyyelerinde halkabend olduğumuz, kutbü'l-ârifîn gavsü'l-vâsılîn pîr-i sânî Cenâb-ı İsmâil Rûmî kaddesallahu sırrahu'l-âlî Efendimiz Hazretlerinin ervâh-ı pür-fütuhlarını hoşnûd u râzı eyleyüp yapdığımız hizmeti indinde mergûb u mahbûb eyle yâ Rabbi. Himem-i pîrânı cümle ehl-i islâm üzerine sâyebân eyle yâ Rabbi. Cümle âşıkâna sâyebân eyle yâ Rabbi. Bu hankâh-ı aliyyeden güzerân eden bilcümle meşâyih-i azîzân, fukârâ-yı dervîşân, cemî turuk-i şettâ-i seniyyeden güzerân eden, meşâyih-i izâmın ervâh-ı mukaddeselerini haberdâr ve rûhâniyyetlerini bizlerden memnûn, himem-i aliyyelerini üzerimize sâyebân eyle yâ Rabbi. Bâhusûs ârif-i billah vâsıl-ı ilallah Gavsi Efendi Hazretlerinin rûhunu da haberdâr eyle yâ Rabbi. Makâmında makâm-ı irşâdda bulunan kardeşimiz Misbah'ı tûl-i ömürle, hayırlı ömürle muammer eyleyüp, feyz-i İsmâil Rûmî'den hissedâr, Aşkî kardeşimizi dahi ismiyle müsemmâ olup, el-esmâ tenzilü min'es-semâ, zümre-i âşıkîne rehber eyle yâ Rabbi. Makâmını âlî eyle ya Rabbi. Feyzini müzdâd eyle yâ Rabbi. Uzun seneler arsa-i Pîr'de meydân-ı aşkda kendilerini perverde eyle yâ Rabbi. Vücûdlarına sıhhat ve âfiyet, dâreynde selâmet, iki cihânda azîz, habîbin Muhammed'e bahşeyleyüp, rûhâniyyet-i Abdülkâdir Geylânî ile kendilerini teyîd eyle yâ Rabbi. 

Âmîn diyen dilleri iki cihânda azîz eyle. İhvânımızı iki cihânda azîz eyle. İhvânımızın her türlü müşkülâtlarını hall ü âsân eyle. Hükûmetimizi umûr-i hayriyyelerinde muvaffakun bi'l-hayr eyleyüp, Dîn-i İslâm'a hâdim, Kur`ân-ı Mübîn'e hâdim eyle, Türk büyüklerinin yüzlerini ve gönüllerini nûr-i Kur`ân ve nûr-i tevhîd-i Sübhân ile münevver eyle. Dîn ü devlet vatan u millet uğruna çalışanları iki cihânda azîz, kahraman ordumuzu ehl-i küfür üzerine galib eyle yâ Rabbi. Ehl-i İslâm'ı "ve yensurakallhü nasran azîzâ" sırrına mazhar kıl. 

Yâ Rab, cemî ölmüşlere rahmet eyle, cemî muhibbâna rahmet eyle. Bizler dahi onların hâliyle hâllendikde sekerât-ı mevtimizi âsân, son kelâmımızı Kur`ân-ı Mecîd, Kelime-i Tevhîd eyle. Sâhib-i hatmin ölmüşlerini ve geçmişlerini haberdâr eyleyüp rûhlarını okunan hatemât-ı şerîfeden hissedâr eyle. Bizler dahi ol hengâmede el elle, ayak ayakla, el-vedâ el-firâk dediği günde, esteîzübillah, "innellezîne kâlû rabbünallahü sümme's-tekâmû tetenezzelü aleyhimü'l-melâiketü ellâ tehâfû velâ tahzenû", müjdesiyle âşıkâna göndereceğin müjdeci meleklerinle, "Ey âşık-ı sâdık! Korkma, mahzûn olma, işte âgûş-i Resûlullah, işte âgûş-i pîrin", dediğin âşıkân zümresine bizleri idhâl eyle yâ Rabbi. Korkutma, incitme, üzme yâ Rabbi. Biz seni sevenleriz. Yâ Rab biz seni sevenleriz. İsimlerimizi defter-i uşşâkdan silme, imhâ eyleme, şekâvetimizi saâdete kalb eyleyüp iki cihânda cümlemizi azîz eyle yâ Rabbi. 

Duâlarımızı Ravza-i Mutahhara'da Şebeke-i Resûlillah'da, arsa-i Kerbelâ'da  Hüseyn'in kânı için dökülen gözyaşları hürmetine kabûl eyleyüp, bizleri memnûn eyle yâ Rabbi.

Rabbenâ âtinâ fi'd-dünyâ haseneten ve fi'l-âhireti haseneten ve kınâ azâbe'n-nâr. Bi rahmetike yâ erhame'r-râhimîn. Rızâenlillah, el-Fâtiha.

www.muzafferozak.com

Efendi Hazretleri bu duâyı, 16 Mart 1971 (18 Muharrem 1391) Salı günü, İstanbul Tophâne'deki Kâdirîhâne'de yapılan zikrullahdan sonra îrâd etmişlerdir.
Listeye geri dön