Duâ - Tevfîk ve Şefâat Talebi -26 Aralık 1980
9 Ocak 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
DUÂ
Yâ Rabbi, biz nefsimize zebûn olduk. Senin tevfîkin refîk olmazsa hiç bir kimse nefsine galebe çalamaz yâ Rab, tevfîkini refîk et. Nigâh-ı iltifât-ı Muhammediyyene nâil kıl. Peygamberimizin rahmet ve şefkat ve sevgisini bizleri lâyık kıl. Memleketimize selâmet, sulh u sükûn ihsân u inâyet buyur. Şekâvetlerimizi, habîbin Muhammed hürmetine, saâdete kalbeyle. Ahlâk-ı zemîmelerimizi ahlâk-ı Kur`âniyyeye tahvîl ü tebdil eyle.
ÎZÂH
Efendi Hazretlerinin bütün duâları gibi bu duâsı da yalnız duâ değil aynı zamanda bir ders mâhiyetindedir. Şimdi bu özlü duâdaki hikmetleri îzâh etmeye çalışalım.
Nefsine esîr olan bir kimsenin içinde bulunduğu batakdan çıkması ancak ve ancak Hakk'ın inâyetine ve lutfuna bağlıdır. Kendi başına yapabileceği bir şey değildir bu. Zîrâ nefs-i emmâre yedi başlı bir ejderhâ gibidir, kimse onu kendi başına mağlûb edemez. Muhakkak Hakk'ın yardımını, lutfunu istemek, gece gündüz bunun için yalvarmak lâzımdır Allah'a. Yine hiç kimse Resûl-i Ekrem'in şefaati olmadan, kendisini kurtaramaz. Herkes O'nun şefâatine, O'nun irşâdına, O'nun lutfuna muhtâcdır. O'nunla arası iyi olmayan Allah'la arayı iyi edemez. O'nun izinden gitmeyen, Allah'a giden yolu bulamaz. O'nun rızâsını almayan, Allah'ın rızâsına eremez. O'nun muhabbetine nâil olmayan, Allah'ın muhabbetine nâil olamaz. İlle O bizi ümmetliğe kabûl edecek. İlle o bizi sevecek. İlle o bizden râzı olacak. Yoksa bir adamın yerden göğe kadar ibâdeti olsa, alnı ve dizleri secdede çürüse, faydası yokdur, kendisini kurtaramaz o.
Nefs-i emmâreden kurtulmakla da iş bitmez. İnsan ahlâkını düzletmeli, özünü de insan etmelidir. Peki bu nasıl olacak? Pek müşkil bir işdir bu. Kötü ahlâkı bırakmak, Kur`ân ahlâkına bürünmek kolay iş mi? İnsan bir ömür boyu uğraşsa, kendi başına yapamaz bunu. Yine Allah'ın inâyetine ve Resûlullah'ın şefâatine muhtâcdır. Bu da öyle kolaylıkla elde edilecek bir şey değil. O'nun vârisi olan bir zât-ı akdesin yani kâmil bir mürşidin himmetiyle olur bu iş ancak.