29 Ocak 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Adamcağızın birisi Kabetullah'ı tavâf ediyormuş, her tavâf etdikçe, Resûl-i Ekrem'e salavât okuyormuş. Halbuki tavâfın her şaftında duâlar ayrı ayrıdır. Allâme-i cihân olsan, önüne bir Arap çocuğu çıkar senin, Kabe'yi tavâf etdirir. Bunda da büyük işâret vardır, remiz vardır, simge vardır, simge. Bunda bir simge vardır. Bayezid-i Bestâmî Hazretleri de bakıyormuş oradan, bu adam, delikanlı bir çocuk, hep salavât getiriyor, başka duâ okumuyor. "Allahümme salli alâ Muhamemedin ve alâ âli Muhammed, Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed". Tavâf bitmiş. Yedi şaft bir tavâfdır. Çağırmış Hazret-i Şeyh yanına, Bayezid-i Bestâmî Hazretleri, evliyâullahın en büyüklerinden. Demiş, "Evlâdım, tavâfın her rüknünde bir duâsı vardır bunun, bunu bilmiyorsan sana öğreteyim ben. Sen her rükünde salavât verdin" demiş. "Hayır efendim, bilirim" demiş. "Niye salavât veriyorsun?". "Başıma bir iş geldi, bu iş geldiğinden dolayı, ben ahd etdim, bundan böyle ben duâ etmeyeceğim, hep Resûl-i Ekrem'e salavât vereceğim" demiş. "Ne geldi başına?". "Biz Horasanlıyız" demiş, "bir kâfile kalkdık Horasan'dan geldik Kûfe'ye" demiş, "hacca geliyorduk, bir yere geldik, orada babam öldü" demiş. "Babam öldü, babamın yüzü domuz oldu" demiş. Hacı efendinin, namzed, hacı namzedi. "Domuz oldu yüzü" demiş.
Hazret-i Peygamber'in ümmetine nesh yokdur ama bazen olur böyle, yüz senede elli senede bir defa, ibret olsun diye. Benî İsrâil'de böyle kavmin hepsi domuz oluyordu birdenbire, hepsi birden maymun olabilirdi. Kur`ân-ı Kerîm'de var ha! "كُونُوا قِرَدَةً خَاسِـ۪ٔينَ kûnû kıradaten hâsiîn", bak âyet-i kerîme. Ümmet-i Muhammed'e de böyle elli sende, yüz senede, iki yüz senede bir defa nesh olur, ibret olsun diye.
"Babamın yüzü domuz oldu" diyor. Başıma bir felâket geldi, kime söyleyeyim ben şimdi. İki derd birden. Babamın ölümüne mi yanayım, babamın bu şekilde bir musîbete uğradığına mı yanayım. Söylesem târihe ibret olacağım, herkes diyecek ki, bunun babasının yüzü domuz olduydu" diyor
İnsanlar dünyâda yalnız kendileri yaşamıyorlar ki, şerefleriyle yaşarlar. Sen kendini düşünmesen bile evlâdını düşüneceksin. Sen kötü bir adam olursan, senin çocuğun ne kadar iyi olursa olsun, derler ki, "Bu hırsızın çocuğu" derler. Bak, babasının yapdığı kötülük, oğlunun üzerine damga olur. Piçin ne kabahati var? Piç kendi mi yapdı? Yok. Annesinin zânî olduğu, babasının zânî olduğu, çocuğa piç demekle gösteriliyor. Onun için babanın yapdığı, ananın yapdığı kötülükler, çocukların yüzünü kara eder. Onun için ana baba olmak kolay iş değildir. Meselâ bazı sanatlar vardır, o sanatları yapan insan çok para kazanır ama çocuğuna o damgayı vurdurursun sonra. Felâket olur o, rezâlet olur, kepâzelik olur. Çok para kazanırsın. Bazı işin maaşı azdır ama iffetli işdir o. Her yere gitdiğin vakitde alnın böyle yukarıda gidersin, nereye gitsen. Onun için öyle ölçülmez, maaşın azlığı çokluğu, iffetle şerefle ölçülür.
"O aralık" diyor, "düşündüm, başladım ağlamaya". "Düşünüyorum" diyor, "birdenbire çadırın kapısı açıldı, arkasına kadar. İçeri nûrlu bir zât girdi, arkasından da nûrlu insanlar girdiler. Süratle geldi ve babamın yatdığı yerin üzerinden örtüyü kaldırdı ve mübârek elleriyle babam yüzünden böyle tutdu, tâ ayağına kadar böyle okşadı babamı ve babam eskisinden daha güzel oldu. Hemen ben kalkdım ayaklarına kapandım o zâtın, 'siz kimsiniz, bu ne büyük bir iltifat, büyük lutufdur, kimsiniz, bana bildirin lutfen?' dedim, 'Ben sizin peygamberinizim' dedi. 'Her gün baban bana salavât-ı şerîfe okurdu, yüz salavât okurdu bana, bugün melek geldi, salavâtı getirmedi, bu haberi, işte bu kötü haberi getirdi. Babanın bir suçu vardı, o suçdan dolayı Allah böyle yapdı fakat onun imdâdına, şefaatına yetişdim'. Onun için ahd u peymân eyledim, onun için ahd u peymân eyledim, bundan böyle duâ etmeyeceğim, Resûl'e salavât getireceğim" dedi.