Dünyâ Âhiretin Tarlasıdır

2 Ağustos 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Eyüplü Arap Ali
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Tabutlar boş gitmiyor. Ya seyyiât, ya yılan-çıyan, akrep götürüyorsun tabutunda, yâhud cennet gülleri, reyhanları götürüyorsun. Hangisini istiyorsun götürmek. Bu tarladan alacaksın onu. Dünyâ tarlası, âhiretin tarlasıdır. Burdan götüreceksin onu. Burdan olmazsa olmaz o iş. Akrebi de burda satıyorlar, yılanı da, çıyanı da. Bildiğin akrep, yılan-çıyan ma'nâsına konuşmadım ha, onu sen kendin götürürsün. Cehennemde de ateş yokdur, onu da burdan alıp götürürsün sen. Cennetin derecâtı da burdan gider. Ne verirsen elinle, onu bulacaksın âhiretde. Bir adam arpa eker de buğday biçer mi? Ya ısırgan eker de ısırganın yerine arpa biçer mi? Ne ekersen onu biçersin, öyle değil mi? 
Bir hocaefendi varmış Eyüp Sultan'da, gâyetle nekesmiş. Hocaların ekserîsi nekes olur ne hikmetse. Çok sıkı olurlar böyle, bitecek diye korkuyor. Kimisi altdan yalar, kimi altdan yalamaz, üstüne koyar, kıyamaz vermeye, öyle bir zât-ı muhteremmiş. Bir zât onu irşâda me'mûr olmuş. Hocaefendi kahvede oturuyormuş, bir meczûb, Meczûb Arab Ali diye bir zât ki, senelerden sonra ben Eyüp Câmisinden çıkdım mezarlıkda gidiyordum, yoruldum durdum böyle, kitâbda okumuşdum, Eyüp Târihinde, bir de bakdım, bu Arab Ali'nin mezar taşı benim karşıma çıkdı. O koca mezarlığın içersinde, Eyüp Mezarlığının içersinde. Yoruldum durdum, yoruldum durunca, orda bakdım okudum Meczûb Arab Ali diyor. Bu işte bu Arab Ali, gelmiş hocaya demiş ki, "Hocaefendi bana biraz yoğurt al" demiş. Ama irşâd için ona göndermişler onu, maneviyyatdan. Hocaefendi almak istemez yoğurdu. "Git canım başkası alsın" filan dediyse de, at sineği gibi, meczûb bu, üzerine düşmüş bunun, ille alacaksın diye. Hoca illallah demiş. Yani az sadaka çok belâyı def eder kabîlinden, belâdan kurtulayım diye, oraya kuruşu basmış ve kalkmış ordan yürümüş. "Biraz da ekmek alsana", "Ekmeği de başkası alsın" demiş ve fenâ hâlde hasbünallah çekerek gitmiş hoca.

Hocaefendi o gece bir rüyâ görmüş. Bir yerde ama diller tarifden âciz, şâirler hayallerine getiremezler, ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne kalb tahattur etmiş, ne kaleme gelir. Böyle bir makâm. Fakat hocaefendi açlıkdan ölüyor. Kimse yok bulunduğu yerde, açlıkdan ölüyor. Midesi kazınıyor böyle. "Yâhu burası çok güzel bir yer, burası olsa olsa cennet olsa gerekdir ama burda yiyecek içecek yok mu acaba" diyor hoca, rüyâsında, rüyâda, gece. Derken bir zât zuhûr etmiş karşısına. "Yâhu burası neresi?" demiş, "cennet" demiş, "olamaz" demiş, "belki cennet olmasına cennet ama Kur`ân'da biz okuduk, وَلَحْمِ طَيْرٍ مِمَّا يَشْتَهُونَۜوَحُورٌ ع۪ينٌۙ * كَاَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ۬ الْمَكْنُونِۚ * جَزَٓاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ve lahmi tayrin mimmâ yeştehûn, ve hûrun 'ıyn, ke emsâli'l-lülüi'l-meknûn, cezâen bimâ kânû ya'melûn, işte orda kuş çevirmeleri var, nefsin ne isterse onu bulacaksın diyor Kur`ân-ı Kerîm, ben açlıkdan öldüm burda, hiç bir şey yok" demiş. "Hocaefendi, doğrudur ama dünyâdan gönderirsen bulursun" demiş. "İnsan dünyâdan gönderirse burda bulur onu" demiş. "Göndermezsen nerde bulacaksın". "Ha, bak burda bir yoğurt var" demiş. "Şu yoğurdu al, ye" demiş. Hoca hemen yoğurda sarılmış, yoğurdu yerken, "Biraz da ekmek yok mu?" deyince, "Yalnız yoğurt göndermişsin hocaefendi, biraz da ekmek gönderseydin, onu da bulurdun" demiş. 
Sonra hocaefendi sabahleyin kalkmış, tövbe-istiğfar etmiş, Cenâb-ı Hakk'a "Yâ Rabbi benden bu sıfatı al" diye yalvarmış, kapısını açmış, hânedân olmuş, fakîr fukarâya yedirmiş içirmiş, kapısına gelen fukarâyı boş çevirmemiş.
Ed-dünyâ mezru'atü'l-âhire.
Dünyâ âhiretin tarlasıdır.
Hadîs-i Şerîf

www.muzafferozak.com
Listeye geri dön