18 Kasım 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerine sordular, "Sôfîlerin bir sözü var, bu dünyâda olup bu dünyâdan olmamak, bunu îzâh eder misiniz?" dediler. Efendi hazretleri buyurdular ki :
Cesedin bu dünyâda olacak ama gönlün âhiret âleminde, ebedî âlemde olacak. Bu da servet ü sâmâna muhâlefet ma'nâsına değil. Muhabbet Allah'a ve Resûl'üne. Ve bu âlemde de ölmeyecek gibi yaşayacaksın, yarın ölecekmişsin gibi âhirete hazırlanacaksın. Çünkü dünyâ denilen nesne, mal, mülk, kadın, avrat, kumaş, para değildir. Her ne şey ki seni Allah'dan men' eder, dünyâ odur. Ama velev ki milyarlara mâlik olmuşsun, seni Allah'dan men' etmiyor, bir zerreye mâlik olmuşsun, o zerre seni Hakk'dan men' ediyor. İşte o zerre dünyâdır, milyarlar değil.
Nasıl ki Süleyman aleyhisselâm ya Dâvûd aleyhisselâm, bunlar pâdişah idiler, hem peygamberdiler. Bunlar ne yapdı? O mal-mülk bunları Allah'dan men' etmedi ve mal-mülk peygamberliklerine mâni' olmadı. Bütün da'vâ o. Allah'dan men' etmek.
Onun için insan bu dünyâda fânî olduğunu bilecek. Buraya toplandık, dağılacağız. Bu binâ yapıldı, yıkılacak. Ama ebedî âlem için, gönlümüz orda olacak. Ama dünyâda yaşadığımız müddetçe şahsımıza, cemiyyete ve insâniyyete hizmet, bizim boynumuzun borcudur ki, bu da bir ibâdetdir. Bütün hayırlar, bütün iyilikler maddeyle olur. Madde ne vakit kötü olur? Ne vakit ki seni Allah'dan men eder, o vakit kötü olur, o iyi değil. Allah'la senin arana perde olursa.
Meselâ ne gibi? Bir gemi farzediniz, o gemi denizin üzerinde gidiyor, içerisine su almazsa gemi, menzil-i maksûda çabuk vâsıl olur. Ama su alırsa eğer, gemi menzil-i maksûda varmadan batar. Madde bir denizse, ummân ise, insanın vücûdu da bir gemidir. kalbine eğer o suyu sokarsa, yani dünyâ muhabbetini sokarsa, menzil-i maksûda varmadan batar. Ama kalbine muhabbeti sokmazsa, o madde, o deniz onu ne yapar? O gemi onu menzil-i maksûda çabuk iletir. Ama bunu lafla konuşmak kolay, bunu yapmak çok güçdür. Er kişi işi!
Efendi Hazretleri "er kişi işi" diyerek, yukarıdaki âyet-i kerîmeye işâret buyurdular. Cenâb-ı Hakk, Kur`ân-ı Kerîminde er kişiyi tarif ederken şöyle buyuruyor, esteîzübillah, "رِجَالٌۙ لَا تُلْه۪يهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَنْ ذِكْرِ اللّٰهِ". Ma'nâsı şudur. "Er odur ki, ne ticâret ne alışveriş onu zikrullahdan alıkoyar".
www.muzafferozak.com