Dünyâ Hayâtı Sizi Aldatmasın

12 Ekim 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Nasihat
İmâm-ı Ali kerremallahu vecheh Hazretlerinin bir hutbesidir :
İyi bilesiniz ki, hepiniz bir gün öleceksiniz ve öldükden sonra tekrar diriltileceksiniz. Dünyâda işlediğiniz amellerle yüzleşecek ve onların karşılığını göreceksiniz. Sakın dünyâ hayâtı sizi aldatmasın. Çünkü o belâya bürünmüşdür, geçiciliği ile tanınır, gaddarlıkla vasıflanmışdır. Oradaki her şeyin bir sonu vardır ve sürekli birinden diğerine geçer. Hiç bir şeyin istikrârı yokdur. Hiç kimse onun kötülüklerinden ve ansızın gelen belâlarından kendisini kurtaramaz. Bakarsın bazıları bolluk ve sevinç içinde yaşarken bazıları belâ ve musîbetlere uğramışlardır. İnsanların hâller farklı farklıdır ve dâimâ değişkendir. Dünyâda nefsânî arzulara kapılarak yaşamak yerilmişdir. Dünyânın bolluğu ve rahatlığı devâm etmez. İnsanlar, dünyân için birer hedefdir, onlara devamlı oklar fırlatır.  Sonra onları yakalar ve öldürür. Orada yaşayan herkesin ölümü muhakkakdır, herkes dünyâdan payını alır ve gider.

Ey Allah'ın kulları! Biliniz ki, bu dünyâda sizin durumunuz sizden önce gelip geçenlerden farklı değildir. Onlar sizden daha uzun yasadılar, sizden daha güclü ve kuvvetli idiler, yurtları sizinkilerden daha mamûr idi, daha fazla eser bırakdılar. Fakat ocakları söndü, sesleri kesildi, bedenleri çürüdü, mamûr yurtları kabristana döndü. İhtişamlı köşklerde süslü yataklar üzerindeki rahat yastıklar yerine, şimdi kabirlerindeki taşları yastık olarak kullanıyorlar. Mezarları eski köşklerine yakın ama artık mezarlarında yapayalnızlar. Şimdiki mamûrelerde yaşayanlar da onlara yabancıdır, eski sâkinleri hiç düşünmezler bile. Onların eski mamûrelerle bir ünsiyyetleri kalmamışdır artık. O mezarlıklarda bulunanlar, birbirlerine yakın olmalarına rağmen, aralarında bir komşuluk, dostluk münâsebeti yokdur. Nasıl olsun ki, Geçen zaman onları un gibi öğütmüş, böcekler ve toprak bedenlerini yiyip bitirmişdir. Bir zamanlar dünyâ üzerinde yaşıyorlardı, şimdi ise ölü durumdalar. Canlılığın parlaklığından sonra kuruyup toz oldular. Dostları onların cenâzelerinde toplanıp üzüldüler, onlar dostlarını bırakıp toprağın altına girdiler. Ve artık geri dönecek de değiller. Cenâb-ı Hakk onlar hakkında şöyle buyurdu : "حَتّٰٓى اِذَا جَٓاءَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِۙلَعَلّ۪ٓي اَعْمَلُ صَالِحًا ف۪يمَا تَرَكْتُ كَلَّاۜ اِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَٓائِلُهَاۜ وَمِنْ وَرَٓائِهِمْ بَرْزَخٌ اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ
Siz de kendinizi onlar gibi sayabilirsiniz. Onların vardığı çürüme yurduna varacak ve toprak yatapa siz de yatacaksınız. Orada amellerinize göre muâmele göreceksiniz. Her şeyin iç yüzü sizlere olduğu gibi göründüğünde, kabirlerde olanlar eşilip dışarı çıkarıldığında, göğüslerde olanlar toplanıp bir araya getirildiğinde, sizler de yapdıklarınızın karşılığını almak için, Allahu Teâlâ'nın huzûrunda durdurulduğunuz zaman hâliniz nice olacak! Kalbler işlemiş olduğunuz günahlar sebebiyle neredeyse yerinden dışarı fırlayacak hâle gelecek. Perdeler ve örtüler yırtılıp kaldırılacak, bütün ayıplarınız ve sırlarınız ortaya dökülecek. Orada herkes yapdığının karşılığını alacak. Nitekim Allahu Teâlâ şöyle buyurur : "فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُۜوَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ". Yine Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor : "وَوُضِعَ الْكِتَابُ فَتَرَى الْمُجْرِم۪ينَ مُشْفِق۪ينَ مِمَّا ف۪يهِ وَيَقُولُونَ يَا وَيْلَتَنَا مَا لِ ‌هٰذَا الْكِتَابِ لَا يُغَادِرُ صَغ۪يرَةً وَلَا كَب۪يرَةً اِلَّٓا اَحْصٰيهَاۚ وَوَجَدُوا مَا عَمِلُوا حَاضِرًاۜ وَلَا يَظْلِمُ رَبُّكَ اَحَدًا۟"

Allahu Teâlâ sizleri ve bizleri Yüce Kitâb'ına göre amel eden, dostlarının yolundan giden ve âhiretde de lutfu ile cennetine yerleşdirdiği kullarından eylesin. Her türlü medhe lâyık olan O'dur, bütün şân ve şeref O'na âiddir.
Listeye geri dön