20 Temmuz 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Hazret-i Mevlânâ, o devrin en büyük makâm mevki sâhîblerinden Muîneddin Pervâne'ye gönderdiği bir mektûbunda şöyle buyuruyorlar :
Melik Teâlâ Celle Celâluhû ki Mâlike'l-mülk'dür, birisine dünyâ mülkünü verir, başına izzet tâcını kor, onu saltanat tahtına oturtur, ülkeleri, beldeleri onun emrine verir, isyânkârları isteseler de istemeseler de ona boyun eğdirir, hazîneleri ve askerleri onun isteklerine fedâ kılar, o da hazînelerin lutfu ve askerlerin kahrıyla tebasına ihsânlarda bulunur, minber üstünde, hutbede adını okutur, gümüş olsun altın olsun bütün paralara nâmını, damgasını bastırır. Fakat pek az zaman içinde kadîm mühendisin toprak levhine çizdiği bu çizgileri gene o mühendis her gece yok eder durur. Çünkü "فَمَحَوْنَٓا اٰيَةَ الَّيْلِ fe mehavnâ âyete'l-leyl" buyrulmuşdur. Gecenin habersizliği içinde ne emir kalır, ne memur, ne hâkim kalır, ne mahkûm, ne mâlik kalır, ne memlûk. Bütün bu çizgilerin, o mühendisin eline mahkûm olduğu bilinsin diyedir bu. Herkes bu fânî, bu geçici saltanat dalgıcının ebedî saltanatı, ebedî tâcı tahtı, askeri hazîneyi bildirmek için bir misâl bir işâret olduğunu anlasın, bilsin diye hepsini ölüm gecesiyle mahveder. Çünkü her hayâl, bir hakîkatin, her rüyâ, bir tabîrin misâlidir.