25 Eylül 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Bir gün havârîleri Hazret-i Îsâ'ya sormuşlar, "Yâ Îsâ, kendileri için hiç korku olmayan ve hiç üzülmeyecek olan Allah dostları kimlerdir?” demişler. Hazret-i Îsâ buyurmuş ki :
İnsanlar dünyânın zâhirine bakarken, onlar dünyânın bâtınına bakarlar. İnsanlar dünyânın önünü düşünürken, onlar sonunu düşünenler. Kendilerini öldürmesinden endişe etdikleri şeyi öldürenlerdir onlar. Kendilerini terk edeceğini bildikleri şeyi terk edenlerdir. Az bir dünyâlığı bile çok görenlerdir onlar. Dünyâ hakkında konuşmayı, vakit kaybı kabûl edenlerdir. Sevinçleri, dünyâdan yana çekdikleri sıkıntı ve derdler kadardır. Dünyâ nimetlerine yüz vermeyen, haksız yoldan elde edilecek dünyâlıkdan uzak duranlardır. Ellerinde bulunan dünyâlıklardan eskiyenleri yenilemezler. Harâb olan evlerini imâr etmezler. Kalblerinde ölmüş olan dünyâyı diriltmezler. Bilakis, dünyâyı yıkıp âhiretlerini imâr ederler. Bâkî olan karşılığında dünyâyı satarlar. Dünyâyı reddederler ve bununla ferahlanırlar. Dünyâlıkların yok etdiği insanlara ölü gözüyle bakarlar. Hayatı anmakdan uzak durup, ölümü anmayı tercîh ederler. Allahu Sübhânehû ve Teâlâ'yı ve O'nun zikrini severler. Allah’ın nûruyla nûrlanır ve başkalarını nûrlandırırlar. Acâib hâlleri vardır onların ve acâib şeyler vardır onlarda. Kitâb, bunlarla ayakda durur, onlar da Kitâb’la ayakda durur. Kitâb onlarla konuşur, onlar Kitâb'la. Kitâb, onlarla bilinir ve onlar da Kitâb’la bilinirler. Erişdikleri nimete muâdil bir nimet, umduklarından başka bir emniyet ve sakındıklarından başka bir korku bilmezler.