Dünyâperestlere Yazıklar Olsun!

2 Ekim 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Para

Evliyâullahın eserlerinde, ehlullahın nutuklarında hep karşımıza çıkan bir tabîrdir bu dünyâperestlik. Manâsı dünyâya tapmak demek. Dünyâdan murâd, paradır puldur, maldır mülkdür, süsdür püsdür, makâmdır mevkidir. Bu tabîrin menşei nedir diye sorulacak olursa, hemen bir hadîs-i şerîf ile cevâb verebiliriz. Efendimiz aleyhi's-salâtü ve's-selâm buyurmuşlar ki : "Altına ve gümüşe, kıymetli kumaş ve elbiseye kul olanlara yazıklar olsun! Verilirse hoşnûd olur, verilmezse hoşnûd olmaz". Diğer bir rivâyetde ise şöyle buyurmuşlar : "Altına ve gümüşe, kıymetli kumaş ve elbiseye kul olanlar kahrolsun! Böyle bir kimseye verilirse sevinir, verilmezse kızar. Böyleleri sürünsün, husrâna uğrasın! Vücûduna diken batsın da cımbızla çıkaran bulunmasın! İşte bu sebeble cennet de her hayır ve saâdet de, Allah yolunda cihâd için atının dizginine sarılmış olan kula lâyıkdır".

Şu tehdîdin büyüklüğünü görüyor musunuz? Allah ve Resûlü katında dünyâya kul olmak ne kadar kötü bir şey, buradan anlamak lâzım. 

Şunu da söylemeden geçmeyelim, Hadîs-i şerîfde "altına ve gümüşe kul olan" denilmesinin sebebi şudur ki o zaman bütün dünyâda geçerli olan paralar, bu iki madenden darb edilen paralardı. Altın paraya dinar, gümüş paraya dirhem denirdi. Bu yüzden Efendimiz, "abdü'd-dinâr ve'd-dirhem" buyurmuşlardır. "Paranın kulu, paraya tapan" manâsına.

Listeye geri dön