Dünyayı Hakîkatde Kim İdare Ediyor?

29 Kasım 2014 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
"Vallâhu gâlibun 'alâ emrihî"
 Sûre-i Yûsuf, 21. âyetden
Muzaffer Efendi Hazretleri bir sohbetlerinde, her dünyevî liderin (kral, pâdişah, komutan) manevî âlemde bir idârecisi olduğunu, dünyevî liderler kâfir ve zâlim dahî olsa takdîr-i ilâhînin böyle olduğunu beyân buyurdukdan sonra târihden misaller vermişlerdi.

Aşağıdaki kayıtta önce, Cengiz'in Bağdad'ı yakıp yıktığı ve zulmün ayyuka çıkdığı günlerde halkın bir veliyyullaha şikâyetde bulunması üzerine, o zâtın manevî tasarrufu ile Cengiz ve ordusunun Bağdad'ı terkettiğini, sonra Timur'un Anadolu'yu işgâl ettiği dönemde halkın Emir Sultan Hazretlerine ilticâ ederek yardım istediğini ve Emir Sultan Hazretlerinin, dervişlerini Timur'un ordusundaki bir zâta göndererek, emr-i manevî ile Timur'u Anadolu'dan def' ettiklerini anlatıyor. 

Evliya Çelebi, meşhûr Seyahatnâme'sinde, Emîr Sultan Hazretlerinin menâkıbını yazarken, yukarıda bahsi geçen hâdiseyi aynen şöyle anlatmışdır : 
Timur, Acem diyârından hurûc idüp Bursa üzre gelirken Hazret-i Emîr'e derler kim: "Sultânım, Bursa üzre bâgî geliyor. Ahvâl-i fukarâ neye müncer olur" derler. Emîr de eydir: "Tahta'l-kal'a sâhibi işini bilir. Eskici Koca'ya ve Hazret-i Hızır'a ısmarlamışdır. Anlar ser-i kârda me'mûrlardır. Anlar billir" derler. Âhir-i kâr Yıldırım Bayezid Hân münhezim olup âhirete intikâl etdikden sonra Emîr Sultân bir tezkire tahrîr edüp "Var şu varakı Timur ordusunda bir Koca Eskici vardır, ana teslim eyle. Bu menzilden hareket buyursunlar" deyu bu tezkireyi bir fukarâsına verüp der-akab dervîş tezkireyi Eskici Koca'ya teslîm edince "Azîz Hazretleri öyle mi buyurdular. N'ola bu mekândan kalkalım" deyu iğnesin başına sokup gayri âletlerin torbasına koyup kalkınca azametullah Timur ordusunda bir kurulmuş hayme ve hargâh kalmayup cümle asker-i Timur ol mahalden nakledüp  gürûh gürûh giderler. Meğer ol eskici kutbu'l-aktâb imiş...

İSTANBUL'UN FETHİNDE AKŞEMSEDDİN HAZRETLERİNİN ROLÜ

Muzaffer Efendi Hazretleri, aynı hususda benzer bir misâl olarak, İstanbul'un fethinin, Akşemseddin Hazretlerinin manevî tasarrufu sâyesinde olduğunu beyân buyuruyorlar. Muhasaranın uzaması ve askerin yılgınlığı sebebiyle, Fatih Sultan Mehmed Hân'ın muhasaradan vazgeçmek istemesi üzerine Akşemseddin Hazretleri Cenâb-ı Hakk'a tazarru' ve niyâz ederek fetih müjdesini alır ve pâdişâha fethin ne şekilde müyesser olacağını beyân eder. Aşağıdaki kayıtta fethin perde arkasını Efendi Hazretlerinin sesinden dinleyeceksiniz.



HAÇOVA MUHAREBESİ NASIL KAZANILDI ?

Muzaffer Efendi Hazretleri bir başka sohbetlerinde ise, Haçova Muharebesinin kazanılmasına sebeb olan Şeyh Hüseyin Efendi Hazretlerinin fedâkarlığını anlatıyor. Bu büyük velînin keşfine göre, harbin kazanılması kendisinin şehâdetine bağlı olduğu tebeyyün edince Hüseyin Efendi kendisini fedâ ediyor ve muharebenin seyri beklenmedik şekilde değişiyor. Anlaşılıyor ki, takdîr-i ilâhi bazenbir kurban vermeyi îcâb ettiriyor. Bu tarihi hadisenin detaylarını ve daha fazlasını aşağıdaki kayıtta Efendi Hazretlerinin sesinden dinleyebilirsiniz.
Aynı hususda yaşanmış bir hâdiseyi de Muzaffer Efendi Hazretlerinden şöylece dinlemişdik :

Zamanın zâlim idârecisini bedduâ ve kahriyye okuyarak ortadan kaldırmaya çalışan bir Hoca Efendi, Efendi Hazretlerine niyetini söyler. Muzaffer Efendi "Sakın ha! Başına büyük belâ gelir" diyerek mâni' olmaya çalışdıysa da bu Hoca Efendi niyetinden dönmez ve kahriyye okudukdan hemen sonra felç olur ve bu hastalık ölümüne sebeb olur.


Okudum Keşşâf u Taberî
"Şeyh"den aldım haberi

www.muzafferozak.com
Listeye geri dön