Ecdâdımızın Müezzinliğe Verdiği Önem

2 Mart 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Ezan
Ezân-ı Muhammedî Hakk'ın daveti olduğu için, ezân okuyacak kişinin güzel sesli olması ve ezânı usûlüne uygun olarak okuması şartdır demişdik. Bed sesle ya da halkı rahatsız edecek şekilde ezân okuyanlar, kaş yapayım derken göz çıkarmış, sevâba gireyim derken günâha girmiş olurlar. Bu yüzden ecdâdımız müezzinliğe ayrı bir önem vermiş, güzel sesli ve kâbiliyetli çocuklara mûsıkî talîm ederek onları gâyet iyi yetiştirmiş ve ezânı hep güzel sesli, mûsıkîye vâkıf müezzinlere okutturmuşlardır. Bütün vakfiyelerde müezzinler için gâyet iyi maaşlar ve ödenekler tahsîs edilmiş ve işinin ehli müezzinler istihdâm edilmişdir.

Osmanlı sarayında da müezzinliğe çok kıymet verilmiş, sesi güzel ve kâbiliyetli gençler Enderûn'da en iyi hocalar tarafından yetiştirilmiş ve bu müezzinler saraya mahsûs bir ezân okuma tavrı geliştirmişlerdir. "Hünkâr müezzini", "Müezzin-i hâssa" ve "Müezzin-i şehriyârî" ünvanlarıyla anılan bu müezzinler, yalnız sarayda değil pâdişahın gittiği bütün selâtîn câmilerde de müezzinlik yaptıkları için saray tavrı her tarafa yayılmışdır. Bu müezzinlerin en tecrübeli, en bilgili ve en kâbiliyyetli olanları, bu müezzinlere riyâset etmiş ve kendilerine "ser-müezzin-i şehriyârî" ünvânı verilmişdir. Bu prestijli makâma yükselenler arasından bir çok büyük mûsıkîşinâslar ve bestekârlar çıkmışdır. Şâkir Ağa, Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi, Hâşim Bey ve Rifat Bey bunlardan bazılarıdır.

Pâdişahlar tarafından yaptırılan ve zengin vakıflar bağlanan selâtîn câmilerde görev yapacak olan müezzinlerin seçimine de çok dikkat edilmişdir. Bunların hepsi mûsıkîye vâkıf, iyi yetişmiş, müezzinlik âdâbını iyi bilen kişiler arasında seçilmişdir. Selâtîn câmilerde müezzinlik yapmak müezzinler için çok büyük bir prestij kaynağı olduğu için müezzinler kendilerini geliştirmek ve mesleklerini daha iyi icrâ etmek için yarışmışlardır. 

Selâtîn câmilerde çok geniş bir müezzin kadrosu bulunurdu. Meselâ Süleymâniye Câmii vakfiyesinde, hepsi de ilm-i mûsıkîye vâkıf, bütün makâmlara âşinâ, sesini kullanmakda mâhir ve güzel sesli olmak şartıyla yirmi dört aded müezzin tayin olunmuş, her biri için günlük beş akçe maaş tahsîs edilmişdir. Yeni Câmi'de bu sayı on ikidir, Bayezid'de dokuzdur. Bu kadar çok müezzin istihdâm edilmesinin birkaç sebebi vardır. Sebeblerden biri ezânların nöbetleşe okunmasıdır. Diğer bir sebeb, bazen her şerefeye bir müezzin çıkartarak aynı vakitte iki ya da dört ezân okunmasıdır. Meselâ Sultan Ahmed'de on altı müezzinin, Süleymâniye'de on müezzinin tek bir vakitde ezân okudukları olmuşdur. Diğer bir sebeb de bize mahsûs bir müezzinlik usûlü olan cumhur müezzinliğidir ki bu da ayrı bir bahisdir.

Hâsılı ecdâdımız, davet-i ilâhîyi en güzel, en hoş, en latîf sûretde ilân etmek ve bu ilahî davetin lezzetini herkese tattırmak için ne gerekiyorsa yapmışlar ve bu iş için hiç bir fedâkarlıkdan kaçınmamışlar, seferde olduğu gibi hazerde de hep "i'lâ-yı kelimetullah" için uğraşmışlardır. Allah da onların bu gayretini karşılıksız bırakmamış ve onları âlî eylemişdir.

Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı
Zemînden yükselip göklerde vahdetzâr-ı Yezdân'ı
Ararken dehşet-âkîn etmesin bir sayha vicdânı
Ne lâhûtî sadâ "Allâhu Ekber" sarsıyor cânı
Bu bir gülbank-i Hakk'dır çok mudur inletse ekvânı
Listeye geri dön