17 Ocak 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Edebsiz adam müslüman olmaz. Edeb îmândandır, edebsiz adamın îmânı olmaz. Hayâ imândandır, hayâsız adam müslüman olamaz. İsmi Ahmed, Mehmed de olsa, sünnetli de olsa. Peygamber sünnet için gelmedi, "rahmeten-lil-âlemîn"dir.
Müslüman eline, beline, diline sâhip olacak yani edeb sâhibi olacak. Edebin elifi, eli, dalı dili, besi beli. O vakit edeb oluyor işte. Mü'min, edeb sâhibi olacak, diline, gözüne, kulağına, herşeyine sâhip olacak mü'min. Mü'minden bahsediyoruz, Muhammedîden bahsediyoruz. Resûl-i Ekrem'e lâyık olan bir kimseden bahsediyorum. Yürüyüşünden, tavrından, duruşundan, oturuşundan, yiyip içmesinden, oturup kalkmasından, bu adamın Muhammedî olduğu bilinecek. Bu, Muhammedî diyecekler. Yani insaniyete numûne-i imtisâl olacak. Çirkinlikde değil, güzellikde. Biz çirkinlikde olmuşuz. Tersine. Çünkü neden? O nûrdan uzaklaşmışız bir defa, Peygamber'den uzaklaşmışız. Uzaklaşınca nûr azalmış, önümüzü görmüyoruz. Arkadan gelen nûr, önünü göstermez adamın. Nûru öne alacaksın. Bir ışık arkadan gelirse eğer, önündeki çukuru göremezsin sen. Nûr öne alınırsa, o vakit yolunu görürsün, çukura basmazsın. Nûru arkaya atmışsın. Evvelemirde O'nu kendine önder edeceksin. Bu vücûd iklîmine O'nu sultân edeceksin, o vakit adam olursun. Allah da öyle vaad ediyor Kur`ân'da, "وَاَنْتُمُ الْاَعْلَوْنَ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ ve entümül a'levne in küntüm mü'minîn, hakkıyla îmân ederseniz sizi a'lâ kılacağım" diyor Cenâb-ı Hakk. Allah yalan söyler mi? Estağfirullahe'l-azîm ve etûbu ileyh.
İşte âbâ u ecdâdın hakkıyla îmân etmişdi, Allah onları âlî kılmışdı. Altı aylık yola haber gönderiyor senin ceddin, "Kulağıma top sesleri geliyor, otursunlar oturdukları yerde" diye, hemen muhârebe duruyor. Bir defa diyor ki Cenâb-ı Peygamber, "Benim ümmetime öyle bir hâssa verildi ki", bak dinleyiniz ve oturup ağlayalım, ağlayamıyorsak niye ağlayamıyoruz diye ağlayalım, "Öyle bir hâssa verildi ki, Ümmet-i Muhammed geliyor diye duyuldu mu üç aylık yoldaki kâfirin kalbine kokru düşer" diyor. Yüz milyon müslümanı, bir avuç Yahudi mağlûb ediyor. Bak, ne kadar îmânımız kemâlde. Halbuki korkması lâzım müslümandan, mü'minden. Müslüman askeri ayağa kalkdı mı üç aylık yoldan kâfirin gönlüne korku düşer. Allah o korkuyu verir. Eğer öyle olmasaydı, bize bir yudum su vermezlerdi, bizi buralarda bırakmazlardı, sürer götürürlerdi.
Kendine çeki düzen ver, kendine gel. Allah boyasıyla boyan. Muhammed şifâsıyla şifâlan. Sana insaniyyeti emrediyor, insan olmayı. İki cihanda da insan olmaya çalış. Zâhirimiz insan, bâtınımız da insan olsun bu âlemde. Öteki âlemde de öyle olsun. Yoksa bu âlemde çok insan olanlar, öteki âlemde hayvan olacaklar. Zâten bu âlemde de, gözünde perde olmayanlar, hayvanları görüyorlar, iki ayaklı hayvanları. "يَوْمَ تُبَدَّلُ الْاَرْضُ غَيْرَ الْاَرْضِ yevme tübeddelü'l-arda gayra'l-ard". Kıyâmetden sonra, bu ard değişdiği vakit başka bir hâl alacakdır, insanların da içi dışına çıkacakdır. Benim ne olduğumu orda göreceksin. Burda elimi öpüyorsun, korkuyorum ki orda yüzüme tükürmeyesin diye. Yaa! Burda bir çok insanlar var, elini öpüyoruz, orda yüzüne tüküreceğiz. Öyle de olacak. "Biz bunu bir adam zannetmişdik dünyâ yüzünde, tuuu Allah cezâsını versin. Ne terbiyesiz herif, ne utanmaz adammış bu" diyeceğiz.
Kendini çek çevir. Yalanı, düzenbazlığı terk et. İş yok onların bir tânesinde. Allah'a ve Muhammed'e gel. Doğru yola, sırât-ı müstakîme, Kur`ân'a koş. Seni felâha, refâha, saâdete götürecek olan, Kur`ân. Dünyâ ve âhiretde.
Herkes kendi ahlâkını düzeltirse mesele kalmaz. Başkasıyla uğraşma, kendinle uğraş, kendini düzeltmeye çalış. Biz öyle yapmıyoruz. Biz keçi misâliyiz. Koyun sudan atlıyor, kuyruğu kalkıyor, keçi gülmüş koyuna, edeb yeri göründü diye. Keçininki hep açıkda duruyor. Biz öyleyiz ekseriyâ. Kendi suçlarımızı görmüyoruz, başkasının suçunu arıyoruz. Kendi suçunu ara evvelâ. Kendini düzeltirsen herkes düzelir.