13 Ekim 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Şoför dedi ki, "Gâlibâ derse gidiyorsunuz, ben de gelip dinleyeyim". Ramazan. "Peki" dedik. İçeri girdik, kürsüye çıkdım ben. "Sallû alâ rasûlinâ Muhammed" dedim, şöyle elimle cebimi yokladım, cüzdan yok cebimde. Eyvâh! Tüccarın parası. Ben de hiç sevmem borç yapmayı. Ramazan münâsebetiyle cigara arıyorum. "Sallû alâ" dedik ama cigara arıyoruz. O vakit ben tiryâkiyim, bir tarafdan cigara ararım ben. Cüzdan yok! Bir durakladım ben yutkundum, dedim ki cemaate, "Valla başıma bir felâket geldi ama ben dersi bırakmayacağım, Allahu Teâlâ bunun kolaylığını versin" dedik ve başladık derse. Kafam takılıyor ikide birde. Tüccarın parası. Kitâb getirmiş adam, kitâbı aldık, parasını ödeyeceğiz adamın. Başka param yok. Ya kitâbı geri alacak. Felâketin büyüğü. Ayıp. "Satış yap da ver" dese, aldığımız kitâbı bir senede bitiremeyiz satarak. Neyse, ders bitdi, dışarı çıkdık. Şoför bekliyormuş orada, o da dersi dinlemiş. Bindik arabaya. Orada duruyor, arabanın içinde. Bakdım cüzdan duruyor orada.
Gene bir gün burada, ameliyatdan yeni çıkmışdım, üzerimde kırk bin lira var. Ama kırk bin lira çok para. Yani beş yüz altın. Seksen lira bir altındı. Hem de bu cebimde, şurada bir yer var, hırsız vurmasın diye, ahmak olduğum için buraya koyuyoruz, burada bir cep var. Buradan gitdik Yümni Düğün Salonuna. İndik, çıkdık, geldik buraya. Cuma günüydü. Hiç farkında değilim, Cuma'yı kıldım geldim oturuyorum. Tayfur dedi ki, "Ben para buldum" dedi. "Ne parası?". "Para buldum" dedi. O da benimle beraber geldi çünkü. Ben bir bakdım böyle, "Bu benim param" dedim. "İki tâne zarfdı" dedim. "Bir zarf" dedi. "Birisi on dokuz bin, birisi yirmi bir bin" dedim. "Birinin içinde on dokuz bin var, birisinde yirmi bir bin var. Yani senin elindeki zarfda ya on dokuz bin var, ya yirmi bir bin". Saydı, yirmi bir bin. On dokuz bin gitdi. O gitdi o, yürüdü. Herhâlde haramdı o, gitdi.
Sôfîlerin alâmetlerinden biri de gelene sevinmeyip, gidene üzülmemekdir. Onlar, mülkü Allah'a izâfe etdikleri için, ne kaybetdiklerine üzülürler, ne kazandıklarına sevinirler. Bütün dünyâ onların olsa da, hiç bir şeyleri olmasa da birdir onlar için. Efendi Hazretleri başka seferlerde de büyük paralar kaybetmiş, hiç aldırış etmemişdir. Dahası, dost sûretindeki kimseler tarafından dolandırılmış, onlara da aldırış etmemişdir. Hatta kendisini dolandıran birisine ikrâmda bulunduğuna bizzat şâhid oldum.
www.muzafferozak.com