13 Ağustos 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Ehl-i takvâdır olan râh-ı Hudâ'da ahyâr
Ki olur rütbe-i ihsânda nâmı ebrâr
'Abd-i hâlis olamaz zühd ile ehl-i takvâ
Havf u haşyetle ider çünki 'ibâdet izhâr
'Aşk u takvâyı iden bir yere cem' u tevhîd
Oldu merdân-ı Hudâ merd-i mukarreb şuttâr
Havf u haşyetle 'ibâdet idemezler bu gürûh
'Aşk u sevdâ-yı muhabbetle olurlar girdâr
Ehl-i 'aşk oldu hakîkatde bu merdân-ı kirâm
Ki olup 'abd-i mahz hîç olamazlar ahrâr
İtdi mahbûb-ı ezel bunları mecnûn-ı visâl
Oldular bâde-i tevhîd ile mest ü bîmâr
Geçdiler kâm-ı dü-gîtî ile nâm u cândan
Oldular cinnet-i 'aşk ehline pîr u serdâr
Cinnet-i 'aşk ile ma'rûf olana hâl bu kim
Bakdılar çeşm-i hakâret ile ağyâr u yâr
Öyle bir fakra irişir ki bu cinnet ehli
Ne kalır dîn u ne takvâ vu ne nâmûs u ne 'âr
Mahv olup mevt-i hakîkî ile her hâli olup
Nefret-i halk ile makbûl-ı Cenâb-ı Cebbâr
Perdedir kayd-ı tezehhüd ile cân u nâmûs
Şirkdir dîde-i hak-bînde şuhûd-ı ağyâr
Âdeme nefs ü hevâ mâ-sadak-ı âyet-i Hakk
İttihâz eylemedir anı İlâh-ı Settâr
Her ne mahbûb olur nefse Hudâ'nın gayrı
Ana tapmak o muhabbetdir ana âhir kâr
Eyleme kendine mahbûb Hudâ'nın gayrın
Ki olur ol sana asnâm cihânda ne ki var
O muhabbet ana tapmak u 'ibâdet dimedir
O dahi şirk-i hafîdir didi Ahmed-i Muhtâr
Vahdet-i Hakk'ı gözet başınja şer'i tâc it
Al ayak altına nefsi ana uyma zinhâr
İtdirir sende emânet olanı hep zâyi'
Ki sana hîle idüp vâdi-i hicrâna atar
Sendeki sırr-ı emânet nedir anı fehm it
Cehl ile ana hıyânet idiyorsun her bâr
Gayret ile bilesin sende emânet olanı
İdesin sâhibine anları tevdî' u nisâr
Tâ ki tevhîd idesin Hakk ile halkı Hakk'da
Şirkden kurtulasın yakmaya âhir seni nâr
Câhil u zâlim olup anı kabûl itmiş idin
Olup ol cehl ile ol zulm ile el-ân girdâr
Eylediñ hayli hıyânet anı hıfz eylemedin
Bil ki dîvân-ı Hudâ'ya çıkacaksın bed-kâr
Töhmet-i cürm-i hıyânet ile bed-nâm iderek
Seni mahcûb idecek hem 'arasât ehline 'âr
Sana Hakk doğru yolu gösteriyor her yüzden
Seni Hakk'dan çevirüp aldı reîsü'l-eşrâr
Kara itdi yüzünü dûd-ı gadab gice gibi
San gurûb eyledi şems ile gidüp nûr-ı nehâr
Ric'at it "tübtü reca'tü" diye bâbullâha
Ak ola yine yüzün nûr misâli tekrâr
Sırr-ı tevhîdi bil ahlâk-ı Muhammed kesb it
O olur dâr-ı selâma sana minhâc-ı karâr
Girdiğin bâbı unutma didiler ehlullah
Ki odur bâb-ı selâm dâr-ı sürûr u dîdâr
Bir makâmdır ki ana mâlik olan İbrâhim
Hem ana dâhil olan oldu emîn-i Gaffâr
Yeter ey Şems bu vâdîde sühan hâmûş ol
Eyledin ehl-i hicâba yine keşf-i esrâr
Osman Şems Efendi
Kuddise Sırruh