29 Ekim 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
GAZEL
Elâ yâ eyyühe's-sâkî edir ke'sen ve nâvilhâ
Ki 'aşk âsân numûd evvel velî uftâd müşkilhâ
Haydi ey sâkî, dolaşdır kadehi, sun bize aşk şarâbını. Ki önce kolay göründü bize aşk, neden sonra anladık onun müşkülünü.
Be bûy-i nâfeî kâhir sabâ zan turre bugşâyed
Zi tâb-i ca'd-i muşkîneş çi hûn üftâd der dilhâ
Misk kokusu ümîd ederdik sabâ ile dağılmış zülüflerden. Gel gör ki o kıvrımlı saçlar yüzünden gönüller kân ile doldu.
Merâ der menzil-i cânân çi emn-i eyş çün her dem
Ceres feryâd mîdâred ki ber bendîd mahmilhâ
Sevgilinin konağında emniyet içinde oturulmaz. "Bağlayın yükleri" diye feryâd ediyor çanlar.
Be mey seccade rengîn kun geret pîr-i mugân gûyed
Ki sâlik bîhaber nebved zi râh u resm-i menzilhâ
"Seccâdeni meyle yıka" derse mürşid-i kâmil, yoldan erkândan bîhaber kalmaz sâlik.
Şeb-i tarîk u bîm-i mevc u girdâbî çunîn hâyil
Kocâ dânend hâl-i mâ sebükbârân-i sâhilhâ
Yol karanlık, dalgalar korkutucu, girdâblar ürkütücü. Sâhilde yaşayan ne bilsin hâlimizden.
Heme kârem zi hodkâmî be bednamî keşîd âhir
Nihân key mâned an râzî kezû sâzend mahfilhâ
Bencillikden adım kötüye çıkdı, sarpa sardı işim. Meclis kurulmuş bu sır nasıl gizli kalır ki.
Huzurî ger hemîhâhî ezû gâyib meşov Hâfız
Metâ mâ telki men tehva dâi'd-dünyâ ve ehmilhâ
Huzûr istiyorsan eğer sakın ayrılma onun huzûrundan. Sevgiline kavuşdunsa dünyâyı da bırak üstündekileri de.
Hâfız Şirâzî