En Fakîr Kimse Hangisidir?

24 Kasım 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Fakr
Ara sıra sizleri tefekküre sevkedeyim diye bazı sorular soruyorum, ortaya bilmeceler atıyorum. Geçen gün yine bu maksadla küçük bir anket hazırlamışdım. Sorum şuydu : 

En fakîr olanı hangisidir?
A) Parasız
B) Akılsız
C) Bilgisiz
D) Sevgisiz
Anketin sonuçlarına geçmeden önce, meselenin üzerinde biraz duralım. Önce bunları kıymet sırasına göre dizmeye çalışalım, bakalım hangisi hangisinden daha kıymetli. Şöyle bir düşünelim, acabâ bir şeyin kıymeti neye bağlıdır? Nâdir olmasına mı? Zor elde edilmesine mi? Parayla satın alınamamasına mı? Kalıcı olmasına mı?

Satın alınabilen veya çalışarak elde edilebilen şeyler, satın alınamayan veya çalışarak elde edilemeyen şeylerden daha kıymetli olamaz, öyle değil mi? Meselâ aklı satın alamayız ama malı mülkü çalışarak elde edebiliriz, parayla satın alabiliriz. 

Bilgiyi de çalışarak elde edebiliriz. Üstelik bilgi sâhibi olmak için akla da pek fazla ihtiyaç yokdur. Nice akılsız adamlar vardır ki bilgi sâhibi olmuşlardır ama akılları olmadığı için o bilgiyi nerede kullanacaklarını bilmezler, kendilerini rezîl ederler. Bu gibi kimseler âdetâ kitap yüklü eşekler gibidirler. 

Diğer tarafdan sevgiyi de, dostluğu da çalışarak elde edemeyiz, parayla pulla satın alamayız. Tabii burada kasd etdiğimiz sevgi ve dostluk, karşılıksız bir sevgi, çıkarsız bir dostluk. Ne gibi meselâ? Annenin çocuğuna olan sevgisi gibi. Birisini Allah için sevmek gibi.

Demek ki akıl bilgiden, sevgi de paradan çok daha kıymetlidir. Kısacası maddi şeyleri parayla yâhud çalışarak elde etmek mümkündür ama manevî husûslarda para yâhud çalışma hiç bir işe yaramaz. Öyleyse şıkların ikisini eledik, geriye, akılla sevgi kaldı. Evet, bunların ikisi de parayla pulla ele geçmez, çalışılarak elde edilemez, doğru ama biri diğerinden kat be kat üstündür. Neden? Çünkü bunlardan biri fânîdir, geçicidir, yok olucudur diğeri ise kalıcıdır, bâkîdir, dâimîdir. Bâkî olan, kalıcı olan elbette fânî olandan, geçici olandan üstündür. İnsan öldü mü ne parası kalır, ne de bilgisi, ne de aklı ona yâr olur ama sevgi aslâ yok olmaz, o ebedîdir.

Sonuçlara gelince. Anketimize 404 kişi iştirâk etmiş, bunların %72'si son şıkkı işâretlemiş. İlk şıkkı işâretleyenler %3'lük bir kesim. Bunlar ya muzipliklerinden ya da yanlışlıkla işâretlemişlerdir diye düşünüyorum. Geriye kalanlar ya akılsız  ya da bilgisiz demişler. Akılsız diyenler %17, bilgisiz diyenler %8.

Burada çok mühim bir mesele daha var. Çoğumuz sevginin, dostluğun her şeyden daha kıymetli olduğunu kabûl ediyoruz, sorarlarsa öyle diyoruz ama maalesef fiiliyâtımız, davranışlarımız buna pek uymuyor. Çoğumuz maddiyâtı, geçici olan şeyleri daha çok önemsiyoruz ve vaktimizin, imkânlarımızın çoğunu bunlar için harcıyoruz. Dostlarımız için, sevenlerimiz için pek bir şey yapmıyoruz. Muhabbeti, sevgiyi, dostluğu pek öne çıkarmıyoruz. Meselâ iş için harcadığımız zamanın yarısını bile dostlarımıza, sevenlerimize harcamıyoruz. Onları ekseriyâ bir iki telefonla, mesajla geçiştiriyoruz, dönüp dünyevî işlerimize, ölüp gitdiğimizde bize hiç bir faydası olmayacak olan şeylere emek harcıyoruz. 

Bir de şu var. Sevgi ve dostluk deyince bunu yalnız insanlara matûf sevgi ve dostluk  olarak düşünmemek lâzım. Asıl sevgi, Allah sevgisi, Peygamber muhabbetidir. Diğer bütün sevgiler buradan çıkıyor zâten. O yüzden de en makbûl sevgiler bunlar. Bunlardan mahrûm olan herşeyden mahrûm demekdir. Gerek bu âlemde gerek ebedî âlemde dâimâ bizimle berâber olacak olan, hiç bir zaman yok olmayacak ve bizi dâimâ diri tutacak olan işte bu sevgidir, başka bir şey değil.

Ehl-i dehre 'âlemin ma'mûresin 'arz etseler
Ehl-i fakrın hissesine mülk-i istiğnâ düşer
Listeye geri dön