Erol Akyavaş'ın Rüyâsı

23 Temmuz 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Rüya
Merhûm Erol Akyavaş'ın, uzun süre üzerinde çalışdığı bir projesi vardır. Arzusu, islâmî ve tasavvufî konuları modern resimle ifâde etmekdi. Bu hayâlini gerçekleştirmek için pek çok tasavvuf klasiğini gözden geçirdiği gibi, Matrakçı Nasuh'dan Sûrnâmelere, Miraçnâmelerden, Falnâmelere kadar Osmanlı sanatının zenginlikleri üzerinde de araştırmalar yapmışdı. Ne var ki bu işe başlamaya bir türlü cesâret edemiyordu. Bir gece bir rüyâ gördü. O rüyâsını şöyle anlatıyor :
Çöl veya tarla gibi boş bir yerdeyim. Derken çok büyük çınar misali bir ağaç beliriyor. "Allah, Allah! Bu da nerden çıktı!" diye ağaca bakarken, birden ağaçta bir parıltı, bir cisim, bir vücut beliriyor ve ağaçtan bir şey alıp, benim önüme süzülüp geliyor. Rüyamda korkuyorum, ne yapacağımı bilemiyorum. Derken o parlak vücut bana doğru bir şey uzatıyor ve "Korkma al" diyor. Bir defa söylüyor, fakat çok net ve kesin. Daha çok korkuyorum ve bana uzattığı şeye bakıyorum. Göremiyorum, zîrâ o an gözüme ayna tutulmuş gibi dayanılmaz, dehşetli bir parlama geliyor. Ve uykudan gözüm kamaşarak veya gözüm kamaştığı için uyanıyorum. Yataktan fırladım, kalktım. "Allah, Allah" diyerek. İlona tabii kalktı ve "Herhalde son zamanlarda okuduğun bu nevi kitapların tesiriyledir" dedi. "Herhalde öyledir" dedim ama pek rahatsız, pek karışık bir haldeydim. Sabah 8:30-9:00. O vakte kadar hayatımda rüya tabiri yaptırmadım ve böyle şeyleri de hurâfe olarak kabullenirdim. Derken aklıma Amerika'dan da tanıdığım, beni seven, Halvetî Cerrâhî Şeyhi Muzaffer Efendi'nin Sahaflar'daki dükkanına gitmek geldi ve saat 10'da oradaydım o sabah. Daha kapıyı açıp girer girmez Muzaffer Efendi "Gel bakalım, anlat şu rüyânı" deyince şaşırıp donup kaldım. Dükkan pek kalabalıktı. Usulca anlattım. Dinledi. Etrafa dönüp "Bakın, sizler de dinleyin, böyle hayırlı rüya az bulunur" deyip bana bir kere de hâzirûn için tekrarlattı ve "Yapmak istediğin, cüret edemediğin bir şey var, onu yap, emr-i ilâhî budur. Emrediyorlar sana, yap" dedi. 2-3 senelik araştırmam sona gelmişti artık.
İşte Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerinin bu tabîriyle projesini hayâta geçiren Erol Akyavaş, birbirinden değerli pek çok eser ortaya çıkardı. Hallâc-ı Mansûr, Fîhi Mâ Fîh, Miraçnâme, Kimyâ-i Saâdet ve Kerbelâ bunlardan birkaçıdır.
EROL AKYAVAŞ KİMDİR?

1932 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. 1950 ve 1952 yılları arasında Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi'ne misafir öğrenci olarak devam etti. Daha sonra Paris’e gitti. Fernand Léger and André Lhote atölyelerinde çalışmalarını sürdürdü ve Paris’te “Cercle et Carré” Grubuna katıldı. 1954 yılında ABD’ye gitti. Illinois Institute of Technology’de Ludwig Mies van der Rohe ve 1960 1962 yıllarında Mimar Euro Saarinen ile mimari çalışmalarına devam etti. 1967 yılında New York’a yerleşti. 1950 yıllarından sonra New York, Cleveland, Roma, Milano, Bremen, Stuttgart, Londra, Berlin, Paris gibi şehirlerde kişisel sergiler düzenledi. Bremen ve Stuttgart müzelerinde resimlerine yer verildi. 1999 yılında vefât etti. Sanatçının eserleri İstanbul ve Ankara Resim Heykel Müzeleri, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, İstanbul Modern, New York Museum of Modern Art, British Museum, Berlin ve Stuttgart Sanat Müzeleri koleksiyonlarının yanı sıra pek çok özel koleksiyonda yer alıyor.
Listeye geri dön