27 Şubat 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
NÜKTE
Vaktiyle büyük âlimlerden biri, ansızın bir cezbe-i ilâhî ile mest olup kendinden geçince herkes onun deli olduğunu zannetmiş. Çok hürmet edilen bir zât olduğu için herkes hasta ziyâretine gider gibi evine gidip onu ziyâret etmiş. Bir ara şehrin üst düzey idârecileri olan subaşısı, kadısı, kethudâsı, muhtesibi ki bugün bunların karşılığı belediye başkanı, vali, emniyet müdürü, il savcısı gibi görevlilerdir, bunlar da hep berâber hasta ziyâretine gider gibi o âlimi ziyârete gitmişler. Hasta zannedilen zât, bunları görünce, "Siz biraz istirahat buyurun, ben birazdan geliyorum" demiş ve dışarı çıkıp, bir yerden tutuşmuş bir odun parçası bulmuş ve evini ateşe vermiş. Görenler, "Yâhu sen hakîkaten delirmişsin, insan kendi evini yakar mı?" dediklerinde, "Artık bu ev yardakçılar yatağı oldu, içi zulmetle doldu. Bu evden rahmet ve bereket gitti, artık yakmakdan başka çâre yok" demiş.
Dâr-ı cennetden dûr olmayayım dersen
Dârına zâlimleri hiç almayasın
Nâr-ı cehennemde yanmayayım dersen
Zâlimlere meyl edip yâr olmayasın