Evliyâ Türbeleri ve Türbe Ziyâreti

26 Aralık 2022 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Bizimkiler türbelerin üzerine bir şey yazmışlar, görmüyor musun, yeşil bir teneke, "Ölülerden meded umulmaz, mum yakılmaz, bilmem ne yapılmaz filan". Bunlar ölüden olmaz ama oradaki adam ölü değil ki, ulu o. Ölü başka, ulu başka. Sen uluyu ölü okumuşsun. Allah Kur`ân'da diyor ki, "وَلاَ تَقُولُواْ لِمَنْ يُقْتَلُ فِي سَبيلِ اللّهِ أَمْوَاتٌ بَلْ أَحْيَاء وَلَكِن لاَّ تَشْعُرُونَ". Bir günahkâr, âsî bir adam harbe gitse, orada şehîd olsa o adam, günahkâr, meselâ günah-ı kebâir sâhibiymiş, öldürülse, şehîddir o adam, Allah onun hakkında, "Ölü demeyin" diyor Kur`ân'da. Bunlar evliyâullaha ölü diyor. O ulu o, ölü değil. 
Ölülere kandil yakılsa, herkes bir mum yakar, akşam babasının mezarına bir mum diker. Ölüye mum yakılmaz ki. Orada yatan bir veliyyulahdır, herkes gelsin onun türbesine ibret alsın, ona Fâtiha okusun, Cenâb-ı Hakk'a orada mürâcaat etsin yâhud onun kabrine işemesinler diye mum yakarlar. Kalkmış bizimkiler, oraya bir teneke bağlamışlar, "Ölülere mum yakılmaz, ölülerden meded umulmaz". Halbuki niye olmasın. Açayım Buhârî'yi göstereyim, ben yeriyle gösteririm. Vehhâbî'nin gözü bu kadar açıldı, "ente veledi şeytan" dedi bana, kaçdı gitdi buradan. 
Cenâb-ı Peygamber Bedir Muhârebesini kazandıkdan sonra sanâdîd-i Kureyş'in leşlerini bir kuyuya doldurtturdu, üç gün orada kaldı Cenâb-ı Peygamber. Sonra gitdi o kuyunun başına, "Yâ Übey ibn Halef! Yâ Ebâ Cehil! Allah'ın vaîdini buldunuz mu! Allah'ın vaadine ben erişdim, siz vaîdini buldunuz mu! Hazret-i Ömer geldi, "Yâ Resûlullah, ölüler işitir mi?" dedi. "Elbet işitirler" dedi Peygamber. Gavurun ölüsü işitiyor da, müşrikin ölüsü işitiyor da, mü'minin ölüsü işitmez mi hiç! Evvelâ akıl lâzım kafada bir defa. Buhârî'de var. 
Allah diyor Kur`ân'da ben demiyorum. "وَلاَ تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ قُتِلُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ أَمْوَاتًا بَلْ أَحْيَاء عِندَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ * فَرِح۪ينَ بِمَٓا اٰتٰيهُمُ اللّٰهُ مِنْ فَضْلِه۪ۙ وَيَسْتَبْشِرُونَ بِالَّذ۪ينَ لَمْ يَلْحَقُوا بِهِمْ مِنْ خَلْفِهِمْۙ اَلَّا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۢ" Allah yolunda ölenleri ölü zannetmeyin diyor Allah. Ve şehîd olacaklara da tebşîrât yaparlar diyor. Kim şehîd olacaksa, şehîdler gidip haber veriyorlar ona, "Şehîd olacaksın" diye. Kur`ân söylüyor işte. Taabbüd haramdır İslâm'da, taabbüd etmek şirk olur o vakit. Taabbüd başka, tazîm ayrıdır, vesîle ayrıdır. 
Bir tânesi geçenlerde buraya geldi, adam burada yemîn etdi, bağıra bağıra konuşuyor, "Ben Allah'a inanmıyordum, bugün Allah'a inandııııım, bugün Allah'a inandııım, bugün Allah'a inandııım!" diye avaz avaz bağırıyor. Hem de beyefendi, avaz avaz bağırıyor burada. "Ne oldu?" diye sorduk. Mahmud Baba türbesi varmış Kadıköy tarafında, onu kaldırmaya kalkmışlar, orada ne gördüyse görmüş adam, gelmiş buraya. Îmân etdi adam burada. "Bugüne kadar ben Allahsızdım" dedi. "Ne Allah'a, ne Peygamber'e, ne dîne inanırdım, bugün gördüğümle inandım" dedi, avaz avaz bağırdı burada. 
Kalkmış oraya bir şey yazmış Diyânet Riyâseti, bir emir vermiş, duvara bir teneke, yeşil teneke, "Bu ölüdür, ölülere mum dikilmez filan". Ölü değil ki o, ulu. Ölü başka ulu başka. Onlar, yanlış okumuşlar. Eski yazıyla, ölüyle ulu bir yazılır. 
Dinleyicilerden bir zât, "Meselâ bir tâne Nişanca'da var, yolun ortasında, ölüyse kaldırın bakalım" deyince, Efendi Hazretleri buyurdular ki :
İşte bir tânesi kaldırdı, bizim dervîşlerimizden şimdi, sonra geldi dervîş oldu. Kızı doğdu, rüyâda demiş ki, "Türbeme ilişdin, kızın dünyâya gelecek fakat kafatası yok" demiş. Mimar Lütfü Bey, gösteririm, bizim dervîşlerden. Çocuk dünyâya geldi, kafatası yok. Sonra geldi Tekke'ye bize, Efendim'e, Efendim'in zamânıydı. Efendim'e geldi intisâb etdi. Sonra Efendi ona o veliyyullah için büyük hayır hasenât yapdırtdı. Yani rûhâniyyetinden istimdâd ve af diledi rûhâniyyetinden. Sonra evlâdı oldu, ismini Ayşe koydular. Lütfü Bey, mimar. 
www.muzafferozak.com
Listeye geri dön