Evliyâullah Doğruları Söylemekden Korkmaz

30 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Ulema
Efendi Hazretleri buyururlardı ki :
Evliyâullah hak ve hakîkati söylemekden aslâ çekinmez, aslâ korkmaz. Onlar bir tek Allah'dan korkarlar. Karşılarında kim olursa olsun isterse en zâlim bir pâdişâh olsun onlar yine de doğruyu söylemekden çekinmez. İslâm târihi bunun sayısız misâlleri ile doludur. 
Vaktiyle bizde de gerek meşâyih gerek ulemâ, doğruyu söylemekden korkmazlarmış. Başlarında taşıdıkları sarığın, ne ifâde ettiğini bilirlermiş. "Ben doğruyu söylemekden korkmam, işte kefenim de başımda" demek olan sarığın hakkını veririlermiş. Yeri geldiğinde en müstebit ve zâlim hükümdârlara bile karşı koyarlar, onları hakka ve hakîkate da'vet ederlermiş Zâlimlerin "Ey şeyh efendi! veya Ey hoca efendi! Ben, sana neler yaparım bilir misin?" tehdîdlerine karşı şöyle derlermiş :
Evet gâyet iyi bilirim. Senin bana yapabileceğin şeyleri sana söyleyeyim. Sen bana dört türlü cezâ verebilirsin. Birincisi, beni öldürtebilirsin ki bu takdirde mazlûmen şehîd olmuş olurum ki böylece sırr-ı Hüseyn  zuhûra gelmiş olur. Ben Hüseyn gibi şehîd, sen de Yezid gibi zâlim olursun. İkincisi, beni sürgüne gönderebilirsin, ahbâb u yârânımdan, evlâd ü ıyâlimden, yerimden ve yurdumdan cüdâ edersin. O zaman da sırr-ı Muhammed zuhûra gelir. Ben, "Server-i Enbiyâ" gibi muhâcir, sen de Ebâ Cehl gibi hakkı inkâr eden kâfir gibi olursun. Üçüncüsü, bana işkence yaptırabilir, dövdürebilir, kemiklerimi kırdırabilir, yara bere içinde bırakabilirsin ki. bu takdîrde de sırr-ı Cercîs meydana gelir. Ben Hazret-i Cercîs gibi derece alırım, sen ise o nebîye eziyet eden kâfirlerin derekesine inersin. Dördüncüsü, beni hapsettirebilirsin. Bu takdîrde, ben, Yûsuf aleyhisselâm gibi günâhsız zindânda yatmış olurum sen ise bana yaptığın bu zulm ile târih boyu la'netle anılırsın.
İşte bu zevât-ı zevi'l-ihtirâm, sultânları bile böylece insâfa ve hakka da'vet ederlerdi.
Levhada gördüğünüz Sûre-i Yûnus'daki "أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ" âyet-i kerîmesi ile Sûre-i Bakara'daki "بَلَى مَنْ أَسْلَمَ وَجْهَهُ لِلّهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ فَلَهُ أَجْرُهُ عِندَ رَبِّهِ وَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ" ve Sûre-i Ahkâf'daki "إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ" âyet-i kerîmesi bu zevât hakkındadır.


Allah'dan korkan hiç bir şeyden korkmaz!
Hazret-i Aşkî

www.muzafferozak.com
Listeye geri dön