Evliyâullaha Hürmet Nasıl Olmalı?

26 Ekim 2016 tarihinde yayınlanmıştır.

Tasavvuf

Daha önce Efendi Hazretlerinin Kur'ân'a hürmetin nasıl olması gerektiğini dâir şu beyânını başka bir vesîle ile yazmışdık :
Kur‘ân-ı Kerîm’e tutunduğumuz zaman, bütün dünya bizim olup, azîz olan kitâbullah bizleri de azîz etmişdi. Kur'ân'ı terk edince, girdâb-ı belâya düşüp, helâk ve zelîl olduk. "Efendim, hürmet ediyoruz ya, hemen her evde bir Kur'ân var, duvarda asılı duruyor, öpüp başımıza koyuyoruz" dersen, senin hürmet ettiğin Kur'ân değil, Kur'ân-ı Kerîm’in kalıbıdır. Yani kağıdı, mürekkebi ve ma'nâsının kalıbı olan harfleridir. Bu şekilde hürmet edenlerin çoğu, Kur'ân'ın kalıbına hürmet edip, rûh-i Kur'ân olan ahkâm-ı ilâhiyyeyi ayak altı ediyorlar. Meselâ, yalancı olan birisi, Kur'ân'ın kalıbına zâhiren hürmet etse bile, hakîkatde o kimse Kur'ân'ı ayakları altında çiğnemektedir!...
Bu beyânâtı Kur'ân'a hâmil olan evliyâullah hazerâtına da birebir tatbîk edebiliriz...Çünkü onlar birer "Canlı Kur'ân" hükmündedir...Bazılarının bu gibi zevâta hürmeti, onlar hayatta iken elini-ayağını öpmek, önünde eğilmek, Hakk'a yürüdü ise kabrine, türbesine kandil yakmak, tekkesini-hankâhını yenilemek-süslemekden ibâretdir...Tabii ki zâhiren yapılan hürmet de tamâmen kıymetsiz değildir ammâ bir şartla : Eğer zâhiren hürmet ediyor görünen kişi hakîkaten o zevâtın yap dediklerini yapıyor, yapma dediklerini yapmıyor velhâsıl onların yolundan gidiyorsa ne güzel!..Buna hiç sözümüz yok....Ancak üzülerek görüyoruz ki birçokları ehlullah hazerâtının yolundan gitmedikleri ve rûhâniyyetlerini incitecek birçok ef'âl ve harekât içinde oldukları halde görünüşde pek hürmetkâr ve ta'zîmkârlar...Buna en hafîfinden riyâkârlık denir ve sôfiyye indinde riyâ şirk mesâbesindedir...

Meselâ Hazret-i Mevlânâ'nın hiçbir dediğini yapmadığı halde ihtişamlı şeb-i arus merâsimleri yaparak, O'nun sözleriyle nutuklar atanlar hakîkatte Hazret-i Mevlânâ'ya hürmet ediyor değildirler...Yine üç kuruş dünyâ menfaati uğruna sağda-solda habire profesyonel semâzen döndürenler de O'na hürmet etmiş olmazlar...Hattâ tam tersi o yüce velînin rûhâniyyetini incitmiş olurlar...

Veyâ bir velînin türbesini ta'mîr edip, güzel sandukalar, örtüler ve levhalarla süsleyip de o zâtın gösterdiği yoldan gitmeyenler de o zâta hürmet ve muhabbet ediyor değildirler...Efendi Hazretlerinin beyânında işâret buyurduğu gibi nasıl ki Kur'ân'ın rûhuna ve ma'nâsına âşinâ olmadan sâdece kalıbına hürmet etmek bizi yüceltmez, yükseltmez ise ehlullahın da rûhuna ve ma'nâsına âşinâ olmayanlar 365 gün/24 saat o velînin türbesinde bulunsalar ve zâhiren hürmetkâr ve hizmetkâr olsalar dahî hiçbir ma'nevî fayda elde edemezler...Nitekim bunlar hakkında şöyle söylenmişdir :


Deve hacı olmaz gitmek ile Mekke'ye
Eşek dervîş olmaz taş çekmekle tekkeye 

Fefhem cidden!...
Listeye geri dön